Hayli hareketli geçen ağustos bitti bitiyor.
Peki ekonomiye bakış nasıl?
Yanıtı geniş yelpazedeki güven endekslerinin ne söylediğine bakarak bulabiliriz.
Yani TÜİK‘in hem üretim hem tüketim…
Hem de hizmet bazlı güven istatistikleri önemli bir yol gösterici konumunda.
Ağustos verileri hizmet, inşaat ve perakende ticaret sektörleriyle…
İmalat sanayinde ciddi bir güven kaybına işaret etmekteydi!
Tam aksine tüketici güven endeksindeyse yüzde 11’lik yükseliş dikkat çekmişti.
Ancak,tüketicinin ekonomiye olan inancı genel manzarıyı kurtarmaya yetmedi.
Çünkü…
Bu farklı endekslerin karması olan ekonomik güven endeksi…
Temmuza göre yüzde 24,1 gibi sert düşüşle karşımıza çıktı.
Endeks 95,7 puan seviyesinden 72,6 seviyesine düşmüş durumda.
Peki durum gerçekten verilerin işaret ettiği ölçüde vahim mi?
Üretenle tüketen gidişata neden bu kadar ters açılardan bakmış görünüyor?
Ağustos niye bu denli karamsar verilerle karşımıza çıktı?
Akla hayli soru getiren bir veri seti söz konusu.
Öncelikle baz etkisinin yarattığı negatif algının…
Geçiciği olduğunu vurgulamakta fayda var!
Çünkü TÜİK her ayın 15’i itibarıyla anketini tamamlayıp istatistiki hesabını gerçekleştirmekte.
Dolayısıyla temmuza ait güven endeksi…
15 Temmuz gecesi yaşanan FETÖ’ücü darbe girişimi öncesine ait tabloyu içeriyor!
Yani temmuz ayının ikinci yarısına ait analizler ağustos verilerine sarktığı için…
Temmuz, ağustosa göre çok daha iyi bir görünümle karşımıza çıktı.
Çünkü temmuza ait ekonomik güven 2016’nın en yüksek değerini temsil ederken…
Ağustos rakamı yılın en düşük ikinci endeks verisiydi!
Eylül güzel gelecek
Neticede ekonomik güvendeki sert düşüş…
Ve ağustosun rakamlarda olduğunudan daha kötü görünüm sergilemesi…
Veri setlerine ait tarih etkisinden kaynaklanıyor.
Aslında tüm ay dikkate alınarak endeks oluşturulsaydı…
Bu kadar keskin bir düşüş oluşmayacaktı!
Bir de ağustosun ikinci yarısındaki toparlanmanın…
TÜİK’in ağustos verisine yansımadığını unutmayalım.
Dolayısyla bu baz etkinin devredışı kalacağı eylülde…
Ekonomiye olan güvenin rakamlarda da kendini göstermesi kaçınılmaz bir sonuç.
Çeşitli ön göstergeler de bu tezi destekliyor.
Keza tüketici güveninin erkenden tırmanışa geçmesi boşuna değil!.
Vatndaşın demokrasiye olduğu kadar ekonomiye olan inancı da güçlü çünkü.
Konut fiyatları ne diyor?
Konut fiyatları ekonomiler açısından özel bir önem taşır.
Çünkü konuttaki fiyat hareketleri hem sektördeki gidişata…
Hem de ekonomik büyümeye dair ciddi sinyaller verebiliyor.
Örneğin düşük fiyat artışları ekonomik durgunluğa…
Ya da tam tersi aşırı yükselişse fiyat balonu riskine işaret edebilmekte!
Merkez Bankası’nın hazırladığı Konut Fiyat Endeksi…
Bu anlamda yakından takip edilmesi gereken bir kaynak.
Dün açıklanan haziran ayına ait veriler…
Türkiye’de konut piyasasının ılıman bir seyir izlediğini gösteriyor.
Endekse göre mayısa oranla haziranda konut fiyatları ortalama yüzde 0,96 artmış.
Yıllık bazda ise artış oranı yüzde 13,91 seviyesinde.
Enflasyon arındırıldığındaysa yüzde 5,82’lik reel değişim söz konusu!
Tabi ki kentten kente değişen artış rakamları farklılaşsa da…
Taleple uyumlu bir fiyat trendini görüyoruz Türkiye ortalamasında.
Balon tarzı bir trend ise giderek uzaklaşıyor!
Çünkü önceki aylara göre konut fiyat artış hızında bir yavaşlama göze çarpmakta.
Bu yavaşlamanın devamı ise risk oluşturabilir.