Gıda en temel ihtiyaç.

Haliyle ekonominin vazgeçilmesi konumunda gıda sektörü.

Ancak, sağlık, kalite, uygun fiyat ve katma değerle bütünleştiğinde…

Gerçek gücünü yansıtabilen bir sektör aynı zamanda.

Dolayısıyla ilacıyla tohumuyla tarımdan başlayarak…

Çok yönlü stratejik planlamaların bu alanda devrede olması gerekiyor.

Birçok hassasiyetler taşıyan iç pazar bir yana…

Unutmayalım ki;

Türkiye’nin cari açığını azaltacak sektörlerin başında tarım geliyor.

Tarımın gerçek gücünü küresel çapta göstermesiyse…

Gıda sanayimizin küresel markalarla dünya pazarlarında boy göstermesine bağlı.

Peki bu anlamda neler yapılmalı?

Gıda sektörünün Bursa ve Türkiye’deki önemli temsilcilerinden olan Aroma‘nın…

Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mahmut Atom Duruk‘la sohbetimizde ilginç öneriler ortaya çıktı.

Türkiye’de gıda endüstrisinin teknoloji ve insan kaynağı anlamında…

En ileri seviyede olduğunu kaydeden Duruk…

Buna rağmen küresel çapta gıda markalarımızın eksikliğine dikkat çekiyor!

Rekabetçi, katma değerli ve dış pazara hitap edebilen markaların oluşması içinse…

Temel bazı değişikliklerin gerçekleşmesi gerekiyor.

“Sanayicinin en temel ihtiyacı uygun kriterlerdeki ürünün temininin sağlanması.

Yani yerli hammadde yeterli düzeyde, kalitede ve fiyatta olursa…

Gıda endüstrisinin önü fazlasıyla açılır”!

Peki bunun bir formulü var mı?

“Evet aslında basit ve etkili bir çözüm mevcut.

Tarıma TOKİ tarzı bir yapılanma gerekiyor!

Amaçsa miras yoluyla bölünüp atıl kalan arazilerin rasyonel biçimde kullanıma açılması.

Çünkü tarlaların bölünmesi Türkiye’nin en büyük kaybıdır”.

Bu sistem nasıl işleyecek?

“Devletin kontrolünde kurulacak bölgesel 7-8 şirket…

Bu arazilerin kiralama yoluyla işletilmesini üstlenecek.

Arazi sahiplerine ise gelirlerinden temettü verilecek.

Böylece vatandaş mülkünü kaybetmeden üretime katkıda bulunarak kazanç elde edecek!

Ülke ise çok daha yüksek kalitede ve uygun fiyatlı tarımsal ürüne kavuşmuş olacak”.

Bu yöntemle ürün kontrolü fırsatının da sağlanacağını kaydeden Duruk…

Doğru ürünlerin rasyonel biçimde üretilerek artırılacak rekabet gücü sayesinde…

İthal gıdanın yarattığı riske karşı da tedbir alınabileceğini söylüyor.

Peki ya markalaşma?

 

Raf desteği ve tanıtım şart

 

“Uygun hammamde ve teknolojinin ortaya çıkaracağı ürünün…

Raflarda da desteklenmesi halinde…

Markalaşma sürecinin hız kazanması mümkün”. 

Raf desteği ne anlama geliyor? 

“Private label dediğimiz marketlerin kendi ürünlerine herhangi bir sınırlama yok.

Miktar olarak da raf konumu olarak da istediklerini yapabiliyorlar.

Oysa sektörün asıl markalarına daha fazla yer açılırsa gelişme olur”!

Peki nasıl bir sistemle sektörün önü açılır?

“Bu anlamda private label ürünlere yüzde 20 gibi bir kota konmasıyla çözüm üretilebilir.

Böylece önce içte desteklediğiniz markaların gücü artar.

Ardından da dünya pazarlarında boy gösterme fırsatı bulurlar”!

Markalaşma anlamında tanıtıma atıf yapan Mahmut Atom Duruk bilgi kirliliğinden fazlasıyla şikayetçi.

Sektörün kendini eleştirilere karşı yeterince savunmadığını söyleyen Duruk…

Tanıtıma hem halkı bilinçlendirme hem de markalaşma adına…

Daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyor.