Manşetlere “işsizlik isyanı” olarak yansıdı.

Onlarca can alan eylemlerin ana nedeni işsizlik, adresiyse komşumuz Irak’tı.

İşsizliğin ne kadar önemli bir mesele olduğunu net biçimde örnekledi bu olay!

Ekonominin yavaşladığı dönemlerde yeterince istihdam üretilememesi ülkelerin zaman zaman yüzleştiği bir sorun.

Türkiye de ekonomik durgunluğun dayattığı işsizlikle yüzleşiyor.

Son veriler yüzde 13’lük bir işsizlik oranını karşımıza çıkardı. 

Özellikle gençlerdeki yüzde 25’i bulan oran dikkat çekici!

Genç nüfusun yoğunluğu nedeniyle bu alana özel bir önem vermemiz şart.

Çünkü okul hayatı bitmiş, çalışmayan ve elini eteğini iş piyasasından çekme sürecine giren geniş bir grup oluşmaya başladı.

Bu süreci tersine çevirmekse tüm toplumun görevi.

Uzun süreli işsizliğin yaratabileceği maddi ve manevi zararların boyutunu kestirmek zor çünkü.

Peki neler yapılabilir?

Devletin ekonomiyi canlandırması öncelik taşımakta elbette!

Özel sektörün de elini taşın altına koyup hem iş yatırımı hem de insan yatırımı yapması şart.Ancak, istihdam piyasası sadece ekonomik büyümeye bağımlı değil.

Durgunluğa rağmen açık iş pozisyonlarının varlığı yanında işverenlerin “kalifiye eleman bulamıyoruz” tarzındaki şikayetleri, çalışmak isteyenle çalıştırmak isteyenin eşleşme sorunu yaşadığını gösteriyor.

 Eşleşmenin olduğu durumların bir bölümündeyse işverenin adayda aradığını bulamadığı da ortaya çıkmakta.

Kısacası iş piyasasına uygun becerilerin kazandırılması ve iş arama yöntemlerinin geliştirilmesi de kritik önemde!

Yani eğitim kalitesi ile insan kaynakları yönetiminin acilen iyileştirilmesi temel gündemimiz olmalı.

 

İŞKUR’un sunduğu fırsatlar

 

Üniversite mezunlarının bile düzgün bir CV hazırlama konusunda sıkıntı yaşadıkları acı bir gerçek.

İŞKUR ve kariyer sitelerinin sunduğu iş bulma olanaklarını da sağlıklı biçimde kullandıklarını söylemek zor.

Keza iş görüşmelerinde diksiyon ve beden dili genelde ıskalanan önemli unsurlar arasında kalmaya devam ediyor!

Dolayısıyla gençleri hem donanım hem de kendilerini lanse etme anlamında iş piyasasına hazırlamak hepimizin görevi.

Kamu adına bu ihtiyaçların bir bölümünü yaratıcı projelerle karşılamaya çalışan İŞKUR, çok yönlü destek sunmakta.

İş başı eğitim desteklerinden iş arama tekniklerini öğretmeye uzanan bir destek yelpazesi söz konusu.

Mesela Bursa İŞKUR İl Müdürlüğü çatısı altında faaliyet gösteren İş Kulübü gençlerin geleceğe umutla bakmasını sağlıyor.

 

Deneyim şartıyla örülen duvar

 

İş arama ve işe başvuru süreçlerini hem teknik hem de pratik uygulamalarla kolaylaştıran İş Kulübü’e geçtiğimiz günlerde misafir olarak bu sürece destek sunmaya çalıştım.

İş arayan üniversite mezunu gençlerle iki saati bulan sohbetimizde ekonominin son durumu ve geleceği hakkında bilgiler paylaşıp istihdam piyasasındaki risklerle fırsatlara dikkat çektik.

Teorik anlamda ciddi donamıma sahip olan gençleri dinlediğimde ise reel olarak işveren ve piyasa beklentilerine kısmen uzak kaldıklarını gördüm!

Yani iş dünyasının çeşitli yollarla gençlere ulaşıp beklentilerini aktarmasında sayısız fayda var.

Gençlerin en temel dertlerinden biriyse deneyim şartının aşılmaz bir duvar haline gelmesi!

İşverenin taze mezunlara iş kapısını aralarken “deneyim şart” diyerek ciddi bir çelişkinin parçası olması ironik. 

 Ama gençlerin de ekonominin işleyişine biraz kafa yorduklarında iş edinmelerinin kolaylaşacağını da unutmaması gerekiyor.