Yıllık iznin bir bölümü tüketildi.
Şimdi üretim zamanı.
Dolayısıyla öncelikle ekonomideki son duruma bakalım.
Turizm hariç her kesimde durgunluk algısı kendini hissettiriyor!
Son makro verilere baktığımızda ise önceki aylara göre az da olsa bir toparlanma eğilimi mevcut.
Örneğin sanayi üretimi mayısta nisana göre yüzde 1,3 artış gösterdi.
Ancak yıllık yüzde 1,3 düşüş kaydedildi.
Sanayide beklenenden olumlu gelen datalar söz konusu!
Bu tablonun mevsim destekli yansımasını işsizlik verilerinde görüyoruz.
Bir önceki aya oranla nisanda yüzde 13’e inen bir işsizlik oranı var karşımızda.
Ama istihdamdaki tablo geçen yıla oranla hala olumsuz.
Özellikle konut piyasasında dün açıklanan haziran verilerinin de gösterdiği üzere ciddi bir durgunluk söz konusu.
Üstelik hem geçen yıla hem de mayısa oranla düşüş var konut satışlarında.
Geçen ay satılan 61 bin 355 konut aylık bazda tam anlamıyla bir dibi temsil ediyor!
Ekonomideki durgunluğun en ciddi göstergelerinden biri bu rakam.
Keza otomotiv pazarı da pek iç açıcı durumda değil ne yazık ki.
Tüketim cephesinin bu ağır topları dışındaki verilerse yıllık bazda düşüş, aylık bazda yükselişle kendini gösteriyor.
Perakende satış hacmi mayısta yıllık yüzde 3,7 oranında azalırken aylık yüzde 0,3 yükseliş kaydetmiş durumda.
Bu tabloda mayıs ayında 151 milyon dolar cari fazla vermiş olmamız hayli doğal.
Çünkü fazlasıyla yavaşlamış bir ekonominde cari açık verme şansınız hayli düşüktür zaten!
Enflasyonun mevsimsel destek ve baz etkisiyle düşmesi son dönemlerin en kayda değer gelişmesi sayılabilir.
Ama mevcut enflasyon seviyesi tek başına mutluluk vermeye yetmez.
Yatırım iklimi
Neticede başta kredi maliyetlerinin azaltılması olmak üzere canlanma için yeni adımların atılması şart.
Ancak faizlerdeki inişin de kontrollü olmasında fayda var!
Bir türlü netleşmeyen teşvik sistemlerinin de biran önce hayata geçmesi gerekiyor.
Yatırımları ve tüketimi destekleyecek bir zeminin oluşması büyük önem taşımakta.
Yoksa uzun süre durgunluktan kurtulamayız ülke olarak.
Elbette ki küresel konjonktür ve dış ilişkilerin de çabalarımıza destek vermesi şart!
Komşunun ekonomisi
Tatil günlerinde yolumuz komşu Bulgaristan’a düştü.
Özellikle ülkenin ikinci büyük kenti Filibe ve civarındaki ekonomik hayatı inceleme fırsatı bulabildik.
Osmanlı döneminin sancak merkezi Filibe, Bulgaristan’daki en hareketli ekonomik bölge konumunda.
Sanayi, tarım, turizm ve finans kendini gösteren sektörler arasında öne çıkıyor.
Wolkswagen yatırımı için Türkiye ile yarışan Bulgaristan’ın farbika adresi olarak Filibe’yi seçmiş olması boşuna değildi.
Bu nedenle yatırım kararının Türkiye lehine açıklanması Bulgarları epey üzdü!
Binlerce kişiye istihdam sağlayacak projenin kaptırılması ciddi bir hayal kırıklığı yaratmış durumda.
Benzer bir hayal kırıklığı aslında Bursa adına da geçerli.
Bursa’nın turizmde yol almaya başlayan Filibe’den alabileceği dersler de var.
Roma ve Osmanlı tarih mirasını başarıyla pazarlayan bir görünüm var kentte!
“2019 Avrupa Kültür Başkenti” sıfatıyla ciddi bir turist akını sağlanmış vaziyette.
Hizmet sektörünün kalite çıtasını yükseltmesiyle Avrupa’nın her ülkesinden ziyaretçileri çekmekle yetinmeyen Filibe, Uzakdoğu’dan da çok sayıda misafir ağırlıyor bugünlerde.
Çok daha büyük turistik potansiyeli olan Bursa’nın bir an önce kendini dünyaya pazarlamasında sayısız fayda var kısacası.