Merkez ne yapacak?
Haftanın yatırımcı açısından yanıt bekleyen en kritik sorusu bu!
Aslında ‘merkez bankaları ne yapacak’ tarzında da bu soruyu genişletebiliriz.
Çünkü 12 Eylül Perşembe günü sadece TCMB’nin değil Avrupa Merkez Bankası’nın da önemli bir toplantısı var.
Ve faiz indirimleriyle birlikte geleceğe dair verilecek mesajlar büyük önem taşıyor!
Yani hem faiz indirim seviyeleri yakın takip altında olacak.
Hem de bundan sonrasına yönelik açıklamalar.
Ayrıca Avrupa’da tahvil alımlarının yanısıra mali destek paketleri de beklentiler arasında öne çıkıyor.
Gelecek hafta Amerikan Merkez Bankası Fed’in 18 Eylül’deki faiz kararını da bu sürce dahil ettiğimizde yaklaşık 10 günlük bir merkez bankaları dönemine girmiş oluyoruz demektir.
Yani Türk para piyasaları açısıdan ana gündemi faizler oluşturuyor!
Reel ekonomi açısından da gündemi faiz belirliyor.
Çünkü büyümenin anahtarı olarak gürülmekte bugünlerde.
Ancak döviz kuru istikrarı açısından da reel faizlerdeki gidişat büyük önem taşımakta.
Ve gelinen nokta itibarıyla son büyüme ve enflasyon verileri hem kur hem de faizde bir fırsat penceresi açmış durumda!
Bu anlamda MB’nin perşembe günkü Para Politikası Kurulu toplantısından yine cesur bir karar çıkacak gibi duruyor.
Murat Uysal ve ekibinin elini sadece iç veriler değil dıştaki manzara da kısmen rahatlatmakta.
Avrupa ve ABD kaynaklı faiz indirim beklentileri şimdilik de olsa uygun bir zemin oluşturuyor!
Keza ABD-Çin arasındaki ticari savaşlara kısa bir mola verildiğine yönlik izlenim de güçleniyor.
Tarafların ekim başında görüşmelere yeniden başlayacaklarına yönelik haberler piyasalara bir nefes alma fırsatı sunmuş durumda.
Tabii ki Başkan Trump’ın olası sürprizlerine de bir açık kapı bırakmakta fayda var!
Diğer tarafta Türkiye’nin ABD ile birlikte Fırat’ın doğusuna doğru attığı ilk somut adımın iki ülke ilişkileri açından çizdiği pozitif manzarının da piyasalarımız açısından sunduğu bir güven unsuru söz konusu.
Ancak, jeopolitik riskin de zaman zaman yeniden gündeme taşınması artık olasılık dahilinde.
İç siyaset açısındansa yeni kayyum atamalarına ilişkin tartışmaların sonlanmış olması bir başka rahatlatıcı unsuru oluşturuyor piyasalar açısından!
Cesur bir adım gelir mi?
Neticede Merkez Bankası’nın bu hafta 325 baz puanı bulan bir faiz indirimine gitmesi mümkün görünüyor.
Teknik açıdan sınırları zorlayan bir seviye gibi görünse de büyük oranda fiyatlanan yüksek indirim olasılığı mevcut konjonktürün de desteğiyle piyasalarda negatif bir tepki yaratmaz.
Ancak, MB temkinli bir adım atarsa; kur tarafında düşüş görmemiz kısa vadede kaçınılmaz!
Buna karşın bankacılık hisseleri kan kaybeder. Tahvil faizleri de yükselir.
Yine bu olasılığı hayli zayıf olduğunun altını çizmekte fayda var.
Veriler çerçevesinde duruma baktığımızda piyasa dengeleri açısından en uygun indirim düzeyinin 250 baz puan olduğunu da hatırlatalım.
Teknik beklentiler
Haftanın teknik beklentilerde BİST 100 endeksinin 97 bin ile 100 bin 500 puan aralığındaki sıkışmış hareketi göze çarpmakta.
İlk desteğin kırılması durumunda endeksin 95 bine kadar iniş alanı bulunuyor.
Çıkış trendindeyse 104 bin puan ciddi bir sınır olarak görünmekte.
Dolara baktığımızda karşımıza 5,58 – 5,80 TL’lik bant çıkıyor.
Euro/TL’de 6,21 – 6,42 seviyeleri önemli.
Gram altındaki beklenti aralığı ise haftalık bazda 270 – 285 lira olarak öne çıkıyor.