Ekonominin hem havucu hem sopasıdır faizler.

Yani kimine nimet kimine ise ceza!

Alan ve veren de farklı bakar faizdeki değişimlere…

Parası olan faizi yüksek, borcu olansa düşük ister.

Ve elbette faiz kıpırdadı mı, üretim de tüketim de payını alır bu hareketten!

Neticede faizlerin düşük yada yüksek oluşu…

Zamana, kurumlara ve bireylere göre çok farklı sonuçlar doğrur.

Hal böyle olunca da ekonomik gidişatın bu önemli göstergesi, tartışma gündeminden kolay kolay düşmez.

Mesela son dönemlerdeki faiz beklentilerini içeren açıklamaları dikkate aldığımızda…

Politikanın rest çektiği ve sonucunda politika faizinin indirildiği…

Ama neredeyse hiçbir kesimi tatmin etmeyen, Merkez Bankası adına politik bir kararla yüzleştiğimizi söylemek mümkün!

Nasıl mı?

MB, Erdem Başçı yönetiminde gerçekleşen yılın ilk Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizini yüzde 8,25’ten yüzde 7,75’e indirdi.

Yani 6 aylık bir aranın ardından politika faizi ancak 50 baz puan düşmüş oldu.

Peki ‘politik baskı sonuç verdi’ diyebilir miyiz?

Bence hayır.

Çünkü… Merkez doğrudan yada dolaylı başka hiçbir faiz enstrumanına dokunmadı!

Faiz koridoru üst bandı yüzde 11,25’te, alt bandı ise yüzde 7,5’te kaldı.

Keza MB, gecelik borçlanma faiz oranını da yüzde 10,75’te sabit tuttu.

Munzam karşılıklarla ve rezerv opsiyon katsayıslarıyla da oynamadı Başçı ve ekibi.
Neticede faiz koridoru aynı kaldığı ve diğer silahlar da devreye alınmadığı için 50 baz puanlık politika faiz indirimi işe yarar sonuçlar üretmekten uzak kaldı.

Çünkü Merkez, bankaları koridorun üst tarafından borçlanmaya zorluyor.

Yani MB’nin bankalara verdiği parada dişe dokunur bir ucuzlama olması bu şartlarda mümkün değil!

Bankalar için politika faizinin yüzde 8,25’lik seviyesi de… Dün indirildiği yüzde 7,75 düzeyi de şuanki koşallarda neredeyse aynı sonucu vermekte.

Dolayısıyla faiz indiriminin reel ekonomiye yansıması ya cılız biçimde hissedilecek… Ya da vatandaş ve işdünyasınca hiç algılanmayacak!

İç talebi canlandırcak bir faiz adımından söz etmek mümkün değil çünkü.

Sonuçta siyasi beklentileri de dikkate aldığımızda…

Merkez Bankası’nın ‘ne şiş yansın ne kebap’ tarzı bir adıma daha imza attığını görüyoruz!

 

Burkay: İndirim olumlu ama yetersiz

 

Peki faiz kararı için Bursalı işdünyası temsilcileri ne düşünüyor?

Reel ekonomi açısından faiz indiriminin önemine vurgu yapan BTSO Başkanı İbrahim Burkay…

Merkez Bankası’nın dünkü 50 baz puanlık indirim kararının olumlu olmasına karşın yetersizliğine dikkat çekti!

“Bazı şirketler, yüksek faiz oranlarından kaynaklanan yatırım maliyetlerindeki artışlardan dolayı yatırımlarını ertelemek zorunda kalıyordu.

Bu sebeple Merkez Bankasının indirim kararı, piyasalar için olumlu bir etki oluşturmakla birlikte, beklenenleri karşılar nitelikte değil”.

Yeni faiz indirimlerinin zorunlu olduğunu söyleyen Burkay’a göre indirimlerin devamı büyümeye doping etkisi yapabilir.

“Bursa iş dünyası olarak yeni faiz indirimleri bekliyoruz.

Faiz indirimi, iş dünyasının beklentilerine cevap verirse, bu da büyümeyi ve iç pazarı destekleyecektir”!

MÜSİAD Bursa Şubesi Başkanı Hasan Çepni‘ye göre ise ‘dağ fare doğurdu’!

“Çok daha güçlü bir faiz indirimi olmalıydı.

MB, proaktif bir politika izleyerek en az 100 – 200 baz puan aralığında yeni bir indirime gitmek zorunda.

Bursalı işdünyası temsilcileri olarak, Merkez Bankası’nın daha cesur davranmsını bekliyoruz”!