Son aylardaki düşüş trendi yıllık TÜFE’yi yüzde 8,55 seviyesine indirdi.
Ve böylece Ekim 2018’de ulaştığımız yüzde 25,2’lik zirvenin ardından enflasyon dip yapmış oldu!
Peki ya bundan sonra?
Yanıt için öncelikle ekim ayında gelen sinyallere bakalım.
Ardından da gelecek dönem gelişmelerinin olası etkilerine odaklanalım.
Ekimde TÜFE aylık bazda yüzde 2,0 artış kaydetti.
Yüzde 2,2’lik piyasa beklentisinin hafif altında bir rakam gelmiş oldu.
Aylık enflasyon öngörümüz olan yüzde 1,75’lik düzeyi ise sınırlı biçimde aştı!
Öngörüdeki sapmanın kaynağına baktığımızda gıda ve giyim gibi vatandaşın ağırlıklı tüketim gruplarında görülen fiyat artışları karşımıza çıkıyor.
TÜİK’in dikkate aldığı hane halkı sepetinde ağırlığı fazla olan temel gruplarda genele yayılan bir yükseliş söz konusu.
Gruplar bazındaki etkiyi analiz ettiğimizde aylık olarak manşet enflasyona en büyük katkıyı 0,73 puanla giyim ve ayakkabı grubunun yaptığını görüyoruz!
Ekimde giyimdeki fiyat artış hızı yüzde 11,7’lik hayli yüksek bir seviyeye ulaşmış durumda.
Ancak, giyim grubunun TÜFE sepetindeki ağırlığı yüzde 7,24 olduğundan bu yüksek artış aylık enflasyona daha sınırlı etki yapmış oldu.
Geçen ayki TÜFE rakamında konutun etkisi 0,52 puan, gıda grubununsa 0,38 puan olarak hesaplanırken ulaştırma grubu fiyatları enflasyonu 0,2 puan yükseltti.
Kısacası vatandaşın enflasyonu diyebileceğimiz kalemlerdeki yükseliş dikkat çekici!
Yani herkesin hissettiği enflasyon kendi tüketim kalemlerine göre değiştiğinden “enflasyon gerçeği yansıtmıyor” tarzındaki ifadeler istatistiki olarak doğru olmasa da kendi içinde tutarlı bir görüntü veriyor.
Özellikle enflasyon sepetinde yüzde 23,3’le en yüksek paya sahip olan gıdanın etkisi çok daha fazla hissediliyor.
Son 5 aydır gıda enflasyonunun yükselmediği dikkate alınırsa ekimdeki hareketlenme düşündürücü!
Mevsim etkisi ve kamu zamları
Neticede en büyük riskin istikrarlı olamayan gıda cephesinden kaynaklandığını görüyoruz.
Yani mevsimsel faktörün etki derecesine göre bir dalgalama opsiyonunu dikkate almak zorundayız bundan sonra.
Ancak, mevsimsellik ve kamu zamları gibi etkilerin yarattığı istikrarsız gruplar devre dışı kaldığında umutvar bir tabloyla karşılaşıyoruz!
İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler, tütün ve altın hariç olarak tespit edilen çekirdek TÜFE eylülde yüzde 8,9 seviyesindeyken ekimde yüzde 7,6’ya geriledi.
Dolayısıyla yeni vergi artışları gelmez ve gıda da mevsimsel baskı altında kalmazsa enflasyondaki yükseliş sınırlı kalır.
Tek haneye veda zamanı
Aslında istatistiki olarak bundan sonra yükseliş kaçınılmaz!
Çünkü tersine dönen baz etkisi kendini kasımda gösterecek.
Yani aylık bazda pek bir değişim görmesek de TÜFE bundan sonra yukarı hareket edecek.
Ve büyük olasılıkla 2020’nin temmuzuna kadar bir daha tek haneli enflasyon görülmeyecek.
2019 sonu itibarıyla yüzde 12 civarında kapanış yapacak olan TÜFE, normal koşullarda gelecek yılın ilk yarısında yüzde 10 – 12 aralığında sıkışık bir hareket izleme potansiyeli taşıyor!
Mevcut manzarada Merkez Bankası’nın teknik olarak bu yıl artık faiz indirmemesi gerekiyor.
Ama siyasi beklentiler de dikkate alındığında 12 Aralık’ta 100 baz puanlık bir indirimin daha gelebileceğini öngörüyoruz.