Milyonlarca kişi için çalışma hayatının umut ışığı kaliteli bir emeklilik dönemidir.
Elbette, kısa sürede ulaşılan ve tataminkar gelir sağlayan emelilik herkesin hayali.
Ancak, günüzmüz koşullarıyla kanunları özellikle de 2008’den sonra işe başlayanlar için pek de iyimser bir tablo öngörmüyor!
Çünkü…
Her yıl maaş bağlama katsayısındaki değişim sonucu düşen emekli aylığı…
Ve 65 yaşa giden bir zaman dilimiyle karşı karşıya çalışanlar.
Yani milyonlarca kişi önümüzdeki yıllarda belli bir yaştan sonra emekli olana kadar iş bulma zorluğu çekecek.
Ama daha da önemlisi emeklikteki gelirin ne kadar yeterli olacağı gibi kritik bir sorun yüzleşecek emekliler.
Çare mi?
SGK’nın emekli maaşlarını gerçekçi seviyelere yükseltmesi ve emeklilik koşullarını esnetmesi ilk akla gelen…
Ama ülkenin bütçe dengeleri böyle bir adıma kolayca izin verecek gibi durmuyor!
Bu durumda gelecekteki zor günler için erkenden birikim yapmaya başlamaktan başka çare yok.
Ancak, milyonlarca kişinin kenara koyabileceği kadar para kazanmadığı da bir gerçek.
Birikim yapmaya çalışanlar açısındansa uzun yıllar boyunca bu tasarrufların erimemesini sağlamak… Hatta kazanç elde etmek gibi kaygı sözkonusu!
Dolayısıyla tasarruf işinde profesyonel bir desteğe ihtiyaç olduğu gibi… Devletin katkısı ve yönlendirmesi de vatandaşın gelecek kaygılarını azaltmada büyük bir role sahip.
BES olarak hafızalara kazınan Bireysel Emeklilik Sistemi, bu anlamda önemli bir fırsat sunmakta.
2013’e kadar çok güdük olan BES, ciddi bir revizyonun ardından umut vaat eder hale geldi!
Böyle olunca da hem katılımcı sayısında hem de üretilen prim ve getiriler anlamında…
Geçmiş yıllara göre patlama yaşandı.
Devletin yatırılan her 100 liralık prime 25 lira katkı yapması yanında…
Geniş seçenekteki yatırım fonlarının cazibesi ve 56 yaşında emekliliğe kavuşma olanağı BES’li sayısını 5 milyona çıkardı!
Neticede Bireysel Emeklilik Sistemi’nin büyüklülüğü 35 milyar TL’ye dayandı.
Üstelik, BES piyasalardaki tüm çalkanltılara rağmen; yıllık bazda ortalama yüzde 40 civarı bir getiriyle de sisteme girenleri pişman etmedi.
‘BES’lenme’ yeterli mi?
Ancak, bu manzara çok güzel gibi görünse de… BES’in bir miktar daha törpülenerek cazibesinin artırılmasına ihtiyaç var!
Çünkü, sistemdeki kademeler, çıkış koşulları ve kesintilerin sosyal devlet anlayışı içinde rehabilite edilmesi gerekli.
Ve neticede yapılacak ince ayarlı düzenlemeler, BES’ten çekinenleri de sisteme çekebilecek.
Hem de gönüllü olarak!
Gönüllü olan işlerin verimi de elbet daha yüksek olacaktır.
Hem gelecek güvencesi arayan vatandaşlar adına…
Hem de tasarrufları artırarak, ekonomiye enjekte edecek kaynağı yükseltme peşindeki devlet adına!
Zorunlu emeklilik kolay mı?
Dünyadaki büyük ekonomilerin temel direği olan emeklilik fonlarına özenen devletimizin…
Cari açığı düşürmek gibi olumlu sonuçları olan BES’i daha cazip hale getirmeden ‘zorunluluk’ adımı atması kolay sonuç vermeyebilir.
Ekonomide dönüşüm planı çerçevesinde resmen duyurulan;
ve 2015 boyunca aralarında Bursa’nın da olduğu pilot illerde denenecek olan BES’e otomatik katılım zorunluluğu…
Eğer sistem; koşullarıyla getirisiyle rehabilite edilmeden ve belirli güvenceler sağlanmadan uygulanırsa vatandaş için yarardan çok zarar getirebilir!
Özellikle de düşük gelir grupları açısından.
Ancak, eksiklerine rağmen özellikle gençler için BES’in inkar edilemez nimetleri olduğu da bir gerçek.
Sözün özü; herkes kendini sağlıklı BES’lenme seçeneklerine hazırlamalı!