2017 geldi çattı.

Pek çok soru bu yılın mirası olarak yeniyıla taşınıyor.

Ekonomi canlanacak mı?

Dolar düşecek mi?

Piyasalar durulacak mı?

Kafalarda uçuşan bu soruların tümüne net bir yanıt vermek kolay değil.

Çünkü…

Çok fazla bilinmeyenin yanyana geldiği zor bir dönemden geçiyor dünya ve Türkiye.

Ancak, bazı faktörler umut vaat ediyor.

Bu anlamda uluslararası ilişkilerle, para politikasının önemini dün bir kez daha test ettik.

Türk-Rus ilişkilerini sırtından vurma gayreti boşa çıktı!

Alçakça saldırıya her iki ülkenin kararlı duruş ve mesajlarıyla karşılık verildi.

Neticeyi ise piyasalarda anında görebilirdik.

Örneğin Ankara’daki saldırının ardından 3,54 lira seviyesine doğru yaklaşan dolar…

İki liderin telefon görüşmesi sonrasındaki açıklamalarla 3,50 liraya kadar geri çekildi.

Yani dış siyasetteki manevra kabiliyeti…

Ve güçlü işbirlikleri ekonomiye de anında yansıyabilmekte.

Türkiye-Rusya ve İran arasındaki Suriye’ye dönük üçlü işbirliği süreci de…

Jeopolitik riskleri azaltma ve bölgesel barış için…

Ciddi bir umut kaynağı niteliğini taşıyor!

Özellikle de İran’ın yeni söylemleriyle sıcak bir tavır sergilemeye başlaması...

Türkiye’nin ekonomik geleceği için de fırsatlar sunmaya aday.

Dün gelen olumlu mesajların etkisini piyasalarmızda da hissetik aslında!

Hatta pasif tutumu tercih eden Merkez Bankası’nın oluşturduğu baskıyı…

Belli oranda da olsa İran faktörünün dengelediğini söylemek mümkün.

Çünkü…

Murat Çetinkaya yönetimindeki Merkez Bankası’nın…

Dünkü Para Politikası Kurulu toplantısında…

Bekle gör politikası öne çıktı.

Piyasa beklentilerinin aksine faiz 25 baz puan dahi dokunulmadı!

Keza herhangi bir enstrumanlada doğrudan yada dolaylı müdahale gelmedi.

Neticede artmayan 25 baz puan dolara 2,5 kuruş zam olarak yansıdı.

Daha yukarı hareketse Tahran’ın yumuşak tavrıyla frenlendi.

Peki MB’nin herhangi bir adım atmaması ne anlama geliyor?

 

Merkez niye pasif kaldı?

 

Öncelikle…

Mecvut ortamdaki belirsizliklerin bir miktar azalmasını bekliyor Merkez!

Yani spekülatif köpüğün azalacağı umuluyor.

Yoksa “dolardaki 3,50 lira ve üzerine alışın mesajı” taşırdı…

MB’nin dünkü pasif tutumu.

Oysa enflasyon ve büyüme baskısı altındaki Türkiye’nin…

Mevcut döviz kurlarıyla bu sornlarının daha da ağırlaşacağı aşikar!

Çetinkaya ve ekibinin dün satırarasında verdiği mesaj da bu yönde

“Yakın dönemde küresel belirsizliklerdeki artışa bağlı olarak yaşanan döviz kuru hareketleri…

Ve petrol fiyatlarındaki yükseliş enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü risk oluşturmaktadır.

Öte yandan, toplam talep gelişmeleri bu etkileri sınırlamaktadır”.

Bu cümlelerin meali; dışarısı hala belirsiz.

Bunun sonucunda zamlanan döviz ve petrol de…

Enflasyonu körükleyip faiz indirimi fırsatını ortadan kaldırmakta!

Talebin sınırlı kalmasıysa enflasyonun azmasını önlüyor.

Ancak düşük talep düşük büyüme riskini körüklemekte.

Yani pahalı dolar Merkez’in işine gelmiyor.

Ama yüksek belirsizlik ve siyasi beklentiler…

Müdahale alanını daraltmış görünüyor!

Yine de özellikle ABD kaynaklı baskı artarsa…

Merkez’in faiz silahına yeniden sarılması kaçınılmaz olacaktır.

Yoksa doların ateşi ciddi bir başağrısı yaratabilir.