Milletimiz demokrasi nöbetini başarıyla sürdürüyor.
Bir diğer zorlu mücadele alanıysa ekonomi.
Çünkü…
Demokrasimize ve milli iradeye yapılan hain saldırının artçı şokları…
Ekonomik cephede kendini gösterme gayretinde!.
FETÖ’nün cuntacı darbe teşebbüsü…
Özellikle uluslararası not kuruluşları ve yabancı yatırımcı üzerinden…
Adeta piyasalarımıza taşınma çabasında!
İşte bu nedenle herkese bir de ekonomi nöbeti görevi düşmekte.
Peki nasıl bir nöbet bu?
Türkiye’nin ekonomik gücünü tüm dünyaya göstermeliyiz.
Ama öncelikle piyasalar vasıtasıyla yaratılmak istenen belirsizlik ortamına prim vermemek gerekiyor!
Peki nasıl?
Mesela öncelikle; vatanını, milletini seven insanların…
Panikle koşup da döviz stoklamaya kalkışmaması lazım.
Ellerindeki hisse senedi, tahvil ve bonoları aceleyle çıkarmamak da önemli bir tedbir.
Kısa süreli kayıpları göze de almalı bu atmosferde.
Ve unutmayalım ki siyasi ve ekonomik anlamdaki dik duruşumuz…
Yatırımcının kayıplarını kısa zamanda telafi etmesini sağlayacak bir ortam oluşturacaktır.
Elbette sadece piyasalar üzerinden mücadele yetersiz kalacaktır.
Çünkü reel ekonomiyi de koruyup kollamamız gerekiyor.
Öncelikle iş dünyasının hele de birçok teşvik gündemdeyken…
Belirsizlik bahanesine sığınıp yatırımlarını erteleme gibi bir lüksü olamaz.
Tam tersine gaza daha fazla basılması lazım bugünlerde!
Daha fazla üretmeli ve daha fazla ihraç etmeliyiz.
Daha güçlü bir ekonomik duruş
Bu anlamda kilit kurumların harekete geçtiğini duymak sevindirici.
Türkiye İhracatçılar Meclisi yönetimi üye bütün birlikleri önceki gün bir araya getirerek…
İhracatın artırılması adına yapılacakları masaya yatırdı.
Keza MÜSİAD genel merkezi de tüm şubeleri toplayarak…
İller ve sektörler bazında ekonomiyi canlı tutmak üzere yapılacakları konuştu!
Daha fazla ekonomik birimin de bir an önce büyüme ve canlama stratejilerini belirlemesinde fayda var.
Özellikle Rusya, İsrail ve İran pazarları için taze umutlar doğmuşken…
Meydan boş bırakılmamalı!
Ve ticari bağlantılar bir an önce kurulmalı.
Afrika ve Güney Amerika pazarlarına hiç ara vermeden daha fazla yüklenmemiz gerekiyor.
Elbette tüketiciye düşen görevler de var Türkiye’nin ekonomik nöbetinde!
Alım kararlarının ertelenmemesi… Ve mümkünse de alımlarda yerli tercihlerin öne çıkması…
Ekonominin güçlenmesi adına büyük önem taşımakta.
Unutmayalım ki; çarşıya çıkıp bir çay içmek bile ekonomiye katkıdır!
Neticede darbe girişiminin ekonomik risklerini sıfırlama…
Ve çok daha güçlü bir ekonomik duruş sergileme imkanımızı gerçeğe dönüştürkecektir Türkiye!