Gözler ağırlıklı olarak siyasette ve jeopolitik arenadayken…
Ekonominin gündem sırasında geride kalması normal bir sonuç.
Ama sadece ekonomik aktörlerin değil vatandaşın da kaygıları gündeme gelmeye başlamış durumda.
Hele de doların ateşlenip benzin fiyatlarını da alev alev yaktığı zamanlarda!
Dolayısıyla sorunun yanıtını hem vatandaştan hem de sektör temsilcilerinden almak lazım.
Neticede en iyi yaşayan bilir.
Sahadakilerin görüşünü anketlerle yani rakamlara döken TÜİK’in endeksleri bu konuda bir fikir veriyor.
Beş alt endeksten oluşan ekonomik güven endeksi hem mevcut duruma bakışı hem de geleceğe dönük beklentileri ölçüyor.
Endekste 100 puan doğal bir baraj niteliği taşıyor!
Yani bu sınırın üstü iyiye, altı ise kötüye yorumlanır.
Ve elbette değişim hızı ve oranları da istatistiksel olarak ekonominin falını teknik açıdan yapmak istiyenlere yol gösterir.
İşte bu anlamda ekim ayı verileri ilginç işaretlerle karşımıza çıktı.
Nasıl mı?
Ekonomik güven endeksi ekimde bir önceki aya göre yüzde 1,5 oranında azalarak 101,4 değerine düştü.
Peki neden?
Rakamların diliyle ekonomik aktörlerin gidişatı nasıl yorumladıklarına bakalım.
Öncelikle tüketici güvenindeki düşüş dikkat çekmekte.
Tüketici güven endeksindeki kayıp serisi 67,3 puanlık yılın 3. en kötü rakamı ile karşımızda.
Bu rakam özellikle vatandaşın döviz kuruna dönük duyarlılığını yansıtması bakımından ilginç!
Ayrıca tüketiciyi destekleyen vergisel indirimlerin de devredışı kalmasına dönük bir memnuniyetsizlik dikkat çekiyor.
Keza istihdam deposu hakine dönüşen hizmet sektörü ve perakende ticaret sektöründe de endeksler iniş trendinde.
Kısacası ekonominin ticari tarafı bir miktar sıkıntılı görünüyor.
Bardağın dolu tarafı
Durumu toparlayansa reel kesim güvenindeki 1 puanlık yükseliş.
Yani özellikle ihracata çalışan sanayicinin sürüklediği pozitif bir tablo var!
Ve inşaat sektöründe yeniden başlayan çıkış da üretim tarafıyla umutları taze tutuyor.
Neticede çok kötümser tonda başlangıç yaptığımız yılbaşına göre…
Ekonomik güven endeksi yaklaşık 16 puan yukarıda seyrediyor hala.
Bardağın dolu tarafında perakende ticaretteki 104 puanlık güven seviyesi de sayılabilir!
İnşaatın en istikrarlı sayılabilecek sektör olarak yeniden güven tazelemesi ise…
Ekonomik büyümenin şimdilik de olsa yüksek hızını koruyabileceğine işaret ediyor.
İç pazar için tedbir
Kısacası madalyonun iki farklı yüzüyle karşı karşıyayız.
Umutları taze tutan gelişmeler olduğu kadar “aman dikkat” diyen bir bakış açısı da yansıyor TÜİK’in anketlerine!
Neticede unutmayalım ki; ikinci yarıyıl itibarıyla en düşük güven rakamı var karşımızda.
Ekonomik güven kritik seviye olan 100’ün üzerinde tutunma çabasında.
Özellikle de tüketici yani vatandaş ekonomik geleceğine dair belirgin bazı belirsizlikleri hissediyor!
İşte bu da iç talep tarafında olası daralma işareti sayılabilir.
Keza bağlantılı alanlar olan perakende ticaret ve hizmet sektörlerinde de gidişatın negatife dönmüş olması bu tabloyu teyit etmekte.
Dolayısıyla yılın son ayları itibariyle iç pazarda durağanlaşma riskine karşı tedbir alınmalı!