Dövizin aklı çok karışık.
Kurların saat saatine uymuyor.
Bir bakmışsınız hızlı bir yükselme çabası ile dolar 5,80 TL’yi aşmış ve kur yılın zirvesine tırmanmış!
Bir bakmışsınız hızlı bir geri vites hareketi ile son bir ayın dip seviyesi 5,30 ile görülmüş.
Ardındansa yine yükseliş ve 5,45’ler tekrar gündemde ve kısa süre sonra 5,40’ın altı test edilmekte.
Kısacası doların nabzı bir haftadır hayli oynak bir görünüm sergiliyor.
Ve neticede sadece yatırımcı değil sade vatandaş da “ne olacak bu doların” hali diye sorup duruyor bugünlerde!
Türk toplumu o kadar dolarize oldu ki; liradan ziyade çoğu zaman doları daha fazla dert eder olduk.
Bu milletin sadece bankalarda 170 milyar doları olması boşuna değil.
Bir de yastıkaltını düşünün!
Bu varlık tablosunun yanında bir de özel sektörün üstündeki yüksek döviz borçluluğu da Türkiye’nin dikkat etmesi gereken gerçeklikleri arasında bulunuyor.
Enflasyona olan etki ise bir başka odak konusu.
Dolayısıyla dolar kaygısı boşuna değil!
Peki dolar nasıl sakinleşir?
Bu kritik soruyu yanıtlarken son oynaklığın nedenlerine kısaca bakalım.
ABD Başkan’ı Donald Trump’ın Golan Tepeleri üzerinden başlattığı yeni küresel tartışma Türkiye’yi de etkiledi.
Türkiye-ABD ilişkileri açısından S-400 füze alımlarıyla biriken potansiyel gerilime yeni bir halka eklenme ihtimali az da olsa fiyatlanmaya başlandı.
Bu atmosferde küresel büyüme kaygılarını artıran veri ve haber akışı da özellikle gelişmekte olan para birimlerini vurdu.
Üstüne bir de JP Morgan gibi bir yatırım devinin “lirayı satın” mesajıyla tetiklediği spekülatif atağı eklediğimizde doların 5,80’i aşma nedenleri net biçimde ortaya çıkmakta!
Bu ataklar karşısında Türkiye de boş durmadı elbette.
Merkez Bankası’ndan peşpeşe adımlar geldi.
MB, pazartesi ve salı bir hafta vadede repo fonlaması gerçekleştirmeyerek örtülü faiz artırımına gitti.
Ve döviz karşılığı TL swap piyasasında vadesi gelmemiş toplam swap satışı sınırı yüzde 10’dan yüzde 20’ye çıkarıldı!
Ayrıca TL karşılığı döviz depo piyasasında ihale açılmıyor.
Neticede bu operasyonlarla ortalama fonlama maliyeti yüzde 24’ten yüzde 25,50’ye çıktı.
Swap düzenlemesi de TL’deki değer kaybının süreceğini öngören yabancı yatırımcıları ters köşeye sıkıştırdı.
Atılan adımların doları kontrol altına almaya başlaması, kurun yükseleceğine dönük stratejileri tersyüz edince yabancılar pozisyonlarını kapamak için TL’ye yöneldi!
Neticede liradaki arz azlığı Londra’da swap piyasasında gecelik TL faizlerinin fırlamasına yol açtı.
Yani aşırı oynaklık spekülatif saldırıya verilen sert cevabın bir neticesi olarak oluştu.
Bu atmosferin BİST’teki yansıması ise sert bir satış olarak karşımıza çıktı.
Faiz mi, döviz mi?
Mevsim normallerin dışına çıkan bu manzaranın stabil hale gelmesi zaman alabilir.
Çünkü belirsizlikler var.
Öncelikle seçimlerin anormal bir sonuç ihtiva etmeden aşılması gerekiyor.
Ardındansa ekonomi yönetiminin ortaya koyacağı reform programı yakından takip edilecek.
Ve asıl önemlisi halihazırda yükselmiş olan faizler konusundaki MB politikasının ne olacağı!
Mevcut şartlarda hazirandan önceki bir faiz indiriminin kurları zıplatma riski yüksek.
Hatta haziran bile erken olabilir.
Merkez’i zorlayan “faiz mi, döviz mi” ikilemi bu anlamda en önemli engel konumunda.
Diğer yandan küresel büyümeye ilişkin endişeler de kuru etkilediğinden sürprizlere hazırlıklı olmakta fayda var!
Bir de jeopolitik risklerin hesaba katılması gerekiyor.