Memlektin döviz ihtiyacı yüksek.
Dış ticaretin oluşturduğu açık…
Sadece temmuz 7 milyar dolarlık döviz ihtiyacı doğurmuş durumda!
Turizm ve dış müteahhitlik gibi gelir kaynaklarımız da var.
Ama Türkiye’nin döviz açığını makul seviyelere indirmeye yeterli değiller.
Hele de yabancı sermayenin piyasalarımızdan çıkmaya çalıştığı dönemlerde…
Döviz açığımız daha sancılı bir hal alır!
Çünkü Merkez Bankası’nın döviz rezerveleri de erimeye başlar böyle zamanlarda.
Sonuçta dövizi yettirme gayretleri içinde en sağlam ve kalıcı olan ihracat gelirleridir.
Ancak, ne yazık ki ihracat rakamları son yılların en kötümser tablosunu çiziyor!
Mesela…
Dün Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin açıkladığı ağustos verileri…
İhracatta aylık bazda yüzde 4,9’luk düşüş yaşandığını gösterdi.
Aslında moral bozan bu düşüşün sevindiren tarafları da yol değil!
Nasıl mı?
Öncelikle…
Ağustostaki gerileme oranı son ayların en düşük seviyesini temsil ediyor.
Yılın ilk 8 ayındaki gerilemenin yüzde 8,9 düzeyinde olduğunu dikkate alırsak…
İşlerin ağustosta ‘düzelmeye’ başladığını bile söylemek mümkün!
Yani kötünün iyisini yaşamaya başladık.
Peki eylül ve sonrası için gerçekten umut var mı?
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi eylül için iyimser konuşarak…
Ve “Eylül ayından itibaren iyileşme beklediğimizi söylemiştik.
İnşallah eylülden itibaren bu iyileşme başlar” demiş dünkü basın toplantısında.
Ama unutmayalım ki ağustos da benzer umutlarla başlamıştı!
Hatta ilk yarısında da kayda değer bir yükseliş vardı…
Ne yazık ki dün açıklanan aylık rakamlar…
Maçın tek devre olmaması gerçeğiyle bizleri yüzleştirdi!
Rekabetçi kur ve katma değer şart
Bu nedenle özellikle küresel ticaretin zayıflama işaretlerini güçlendiren atmosfer…
Ve kur savaşlarının kızışması nedeniyle…
Eylül ve sonrasında da işimiz pek kolay değil.
Üstelik…
Talep, fiyat ve kar marjı düşüklüğü bir yana…
Euro/dolar paritesinin teknik darbesi de yılsonuna kadar gündemde kalacak!
Yani ihracatçının Euro kazancı, dolara çevrildiğinde düşük görünmeyi sürdürecek.
Bu handikapı gösteren en basit örnek…
TİM’in ilk 8 aydaki ‘ihracat dolar yerine Euro ile kayıtlara geçseydi ne olurdu‘ sorusuna yanıt veren rakamıyla karşımıza net biçimde çıkıyor.
Buna göre ihracatımız yüzde 8,9 azalmak yerine…
Yüzde 11,5 artmış olurdu!
Bu arada toplam ihracatın kilogram bazında ağustosta yüzde 11,7 artış göstermesine karşın… Döviz gelirinin yüzde 4,9 azalması da…
Fiyat ve parite sıkıntısını ispatlarken…
Aynı zamanda katma değer sorunumuzu başımıza bir kez daha kakmış vaziyette!
Kur artışının etkisi ise ihracatçıya henüz yaramış değil.
Nasıl mı?
TİM Başkanı Büyükekşi’ye kulak verelim.
“Doların 2,80 olması da rekabetçi olabilir. Önemli olan girdi maliyetleri.
O yüzden Türkiye’de döviz kuru üzerinden ihracatımızın tek başına artışı söz konusu değil”.
Yani ihractçı rekabetçi ve istikrarlı kur istiyor!
Bursa ağustosta ikinciliği kapamadı
Uludağ İhracatçı Birlikleri ve Bursa’nın ağustosta pozitif ihracat rakamlarına imza atması sevindirici…
Özellikle otomotivdeki hızlı çıkış; UİB’in yüzde 3,8 ihracat artışı yakalamasını sağladı.
Ancak, Kocaeli‘nin ihracatında yüzde 13’lük düşüş olmasına… Ve Bursa‘nın da ihracatını yüzde 1 artırmasına rağmen…
Kentimiz ağustosta ikincilik kürsüsüne çıkamadı!
Neyse ki; 8 aylık dönem itibarıyla ve 7,5 milyar dolarla hala ikinciyiz.