Son yılların moda kavramı belirsizlik.
Belirsizliklere odaklanmak zorunda kalan bir ekonomik yapı oluştu dünyada.
Özellikle Donald Trump’ın Amerika’da başkanlık koltuğuna oturması sonrasında küresel çapta yükselişe geçen belirsizliklerle yüzleştik.
Diğer tarafta yakın coğrafyamızda gelişen jeoplitik sorunlar bir başka belirsizlik unsuru olarak Türkiye’yi etkiledi.
Çünkü Ortadoğu dünya devlerinin oyun alanına dönerken özellikle Irak ve Suriye ülkemiz adına da ciddi bir mücadele alanı haline geldi.
Ve bazen Rusya bazen de ABD ile karşı karşıya kalmamıza yol açtı!
Bütün bu atmosferse hem piyasaları hem de reel ekonomiyi etkiledi.
Türkiye’nin iç gündeminden kaynaklanan belirsizliklerse bir başka boyut.
Özellikle de seçimlerin eksik olmadığı son 5 yıl ekonominin sandık sonuçlarını beklerken cebelleştiği belirsizlerle doluydu!
Erken seçim de yaşadık. Referandum da.
Son bir yılda hem genel seçim hem de yerel seçimler sahne aldı.
Neticede siyasiler yorulmamış olabilir!
Ama vatandaşın da ekonominin de yorulduğunu söylemek mümkün.
Kısacası ekonomik verilerin oluşturduğu tablolar iç ve dış kaynaklı belirsizliklerin belli bir yük oluşturduğunu teyit ediyor.
31 Mart sonrası da sahnede kalan İstanbul’a ilişkin belirsizlik YSK’nın yenilenme kararı ile birlikte 23 Haziran’a kadar kendine alan açmış durumda!
İstanbul’da seçimlerin yenilenmesine dönük kararın piyasalarda negatif etki yaratmasının temel nedeni ise belirsizlik kavramının öngörüleri olumsuz etkilemesiydi.
Aslında piyasalar verilen kararın haklı olup olmadığını fiyatlamadı.
Fiyatlanan konuların başında acaba “23 Haziran sonrası da itirazlar olur mu?” ve “Seçimler yine tekrarlanır mı?” tarzı soruların barındırdığı kaygılar gelmekte!
Özellikle yabancı yatırımcıların bu anlamda kafası epey karışık görünüyor.
Diğer yanda seçim harcamalarıyla zaten açılmış olan bütçenin daha fazla delinmesi ihtimali de fiyatlamanın formülü içinde bulunuyor.
Reformist adımların ötelenmesi ihtimali de fiyatlanıyor.
Gelen kur atağının enflasyonist baskısı da artık hesaplanmaya başlandı.
Bu baskının jeopolitik unsurlarla birleşmesi ihtimali tabloyu daha karamsar hale getirmekte.
Mesela ekonomide yavaşlama yaşandığı bugünlerde ABD ile S-400 ve İran yaptırımı sorunları barındırdıkları risklerle her an fiyatlanmaya hazır belirsizlikler konumunda!
Çok açıkta görünmese de Amerika ve AB ile Doğu Akdeniz gerginliği yanında Suriye sınırındaki güvenlik tehditleri 23 Haziran’a kadar yaşanacak seçim belirsizliğini katmerleyebilecek konular arasında yer alıyor.
Kritik seviyeler
Neticede dış ilişkiler, ekonomik sorunlar, güvenlik ve siyaset piyasalar üzerinde her an yeni sürpriz gelişmlere perde aralayabilir!
Peki kur bundan sonra nereye gider?
YSK’nın kararının ardından 6,20’ye dayanan dolar/TL 6,15 civarında istikrar kazanma çabasında.
Sonuçta son 7 ayın zirvesine çıkan dolarda yukarıda sıraladığımız belirsizlikler nedeniyle aşırı oynak bir döneme girmiş durumdayız.
Kurda 6,22 direncinin kırılması halinde gözler 6,36 TL’ye çevrilecektir!
Sonrasındaysa kritik seviye 6,50 olarak karşımıza çıkıyor.
Geri dönüşlerde 6,0 liralık destek bundan sonra takip altında olacak.