Nihayet bahar havasına kavuştu piyasalarımız.
İç ve dış gerginliklerim nefes aldırmadığı günlerin ardından…
Küresel çapta artan yatırım iştahı para girişinin de hızlanmasını sağladı.
Neticede Borsa İstanbul 78 bin puanın üstüne çıkarak 2 ayın zirve keyfini yaşadı dün!
Ama vatandaşın gözü kulağı dolarda…
Dolar da adeta çakılarak 2,98 liradan 2,91 liraya kadar iniverdi.
Neredeyse 6 haftanın dip seviyesiyle karşılaştık neticede.
Kısa süre önce 3,50 liraya dayanan Euro da…
Bahar havasına ayak uydurup 3,29 liranın altına geriledi dünkü işlemlerde.
Yatırımcının yüzünü güldüren borsadaki gelişmeler bir yana…
Doların psikolojik sınır haline gelen 3 TL’nin altına hızlı düşmesi…
Pek çok açıdan Türkiye adına ciddi bir moral kaynağı niteliğinde!
Çünkü…
Özel sektörün üzerindeki borç yükünün hafiflemesi…
Üreticinin maliyetlerde elinin rahatlaması…
Ve vatandaşın cüzdanını zorlayan enflasyon canavarının sakinleşmesi anlamına geliyor dolardaki düşüş!
Tabii ki sermayesini dolara park etmiş olanlar için aynı şeyi düşünmek zor.
Ama dolarize olmuş bir toplum olarak ekonomik gidişatın barometresi saydığımız doların nefeslenmesi elbette güzel bir gelişme.
Peki piyasalarımızdaki bu mutluluk tablosu kalıcı mı, geçici mi?
Ve dolar nereye gider?
Bu tarzda sorular haklı olarak öne çıkmakta.
Yanıt ararken öncelikle dünya devi fonları yeniden yatırıma ve Türkiye’ye yönlediren motivasyona bakmakta fayda var.
Yönü Fed belirliyor
Geçen cuma açıklanan ve Amerikalıları bile şaşırtan 142 bin kişilik eylüle ait istihdam artışı…
Türkiye’nin imdadına yetişen başlıca faktör oldu!
Aslında bu rakamın; güçlendiği havası yayılan Amerikan ekonomisinin o kadar da iyi olmadığını teyit etmesi…
Amerikan Merkez Bankası Fed’in dünyayı korkutan faiz artışını bu yıl yapamayacağına dair zayıf beklentilere prim yaptırdı.
Yani faiz artırımının 2016’nın martına ötelenmesi ihtimalinin güçlenmesi…
Riskli varlıklara ve piyasalara para akışını hızlandırdı.
Son aylardaki gerilim faktörlerinden olan Çin’deki ekonomik belirsizliklerin…
Sorun yaratma potansiyeli de bugünlerde zayıfladığı için yatırım iştahı artmış vaziyette.
Avrupa ve Japonya’nın parasal genişleme opsiyonlarını açık tutması da sürece destek veren unsurlar halinde.
Bunun yanında Türkiye özelinde…
Parti liderlerinin 1 Kasım sonrası olası bir koalisyona açık kapı bırakan açıklamaları da… Beklentilerin olumluya dönmesine katkı sağladı.
İniş ve çıkış senaryoları
Neticede içte ve dıştaki bu tablo bozulmadığı sürece doların düşüş trendinde kalması mümkün görünüyor!
Peki dolar daha ne kadar düşebilir?
Aralıkta Fed’in faiz artırmayacağına endeksli iyimser senaryoda…
İlk aşamada 2,92 TL’nin altında birkaç kapanış gelebilirse… Krtik seviye olan 2,90 liranın kıırlması ihtimali doğar.
Ve neticede doların 2,85 seviyesine inmesi olasılık dahiline girer!
Dıştaki olumlu havanın devamı yanında…
1 Kasım’da piyasa dostu bir seçim sonucunun çıkması halindeyse 2,80 liraya doğru bir hareket görülebilir.
Ancak piyasaların kırılgan bir zeminde koşmaya çalıştığını da unutmayalım!
Özellikle, ABD ve Çin‘den eş zamanlı olarak gelebilecek olusuz veri ve haber akışı…
Gidişatı tersine çevirebilir. Hele de Aralık 2015’e dönük faiz artışı sinyali gelirse…
İşler iyice karışabilir!
Bu tabloda ise doların tekrar 3 liranın üstüne çıkıp… Yeni rekor denemelerine girişmesi zor olmaz.