Merkez bankaları sahne aldı.
Ve faiz artışlarıyla karşılaştık.
Peki sonuç?
Önce haftalardır beklenen ABD’nin faiz kararına bakalım.
Amerikan Merkez Bankası Fed, 25 baz puanlık bir artışa imza attı.
Neticede ters orantıyla dolar tüm dünyada değer kaybetti!
Oysa faiz arttığında ilgili para birimi değer kazanır.
Peki niye bu sefer ters bir trend oluştu?
Öncelikle…
25 baz puanlık artış Fed’in başarılı beklenti yönetimi sayesinde…
Piyasalarca satın alınmıştı.
Yani dolar olması gerektiği üzere faiz artışına yükselişle tepki vermişti!
Ama önceden gerçekleşen bir tepki söz konusu.
Dolayısıyla faiz yükseldikten sonra doların inişe geçmesi…
Klasik bir yatırımcı stratejisinin ürünüydü!
“Beklentiyi satın al. Gerçekleşmeyi sat”.
Ancak, karar öncesinde bir belirsizliğin oluşması…
Fiyatlamaları sağlıklı olmaktan alıkoymuştu.
Çünkü…
Aralık toplantısında Fed yönetimi 2017 için 3 defalık faiz artışı öngörmüştü.
İlk artışınsa Donald Trump kaynaklı nedenlerle…
Haziranda olması ihtimali ağırlık kazanırken…
Mart ayı için aniden sinyal verilmesi kafaları karıştırdı.
Bu nedenle de “acaba 4 artış yapabilmek için mi acele ediliyor” sorusu son ana kadar belirsizlik yarattı.
Neticede Fed yönetimi bu yıla ait ilk artışa imza attığı mart toplantısında…
2017 adına 3 defalık faiz artış öngörüsünü tekrarlayınca piyasalar rahatladı!
Fed Başkanı Janet Yellen‘in açıklamaları ise…
Bu tabloyu kısmen teyit etse de bazı soru işaretlerini de gündeme taşıdı.
Çünkü…
Yellen, artışın önceden planlandığı gibi mevcut ekonomik gelişmeyi yansıttığını vurguladı.
“Aralık ayıyla karşılaştırıldığında federal fonlama oranının medyan grafiği temelde değişmedi. Temel mesajımız, ABD ekonomisinin iyi durumda olduğu.”
Trump belirsizliği sürüyor
Ancak, Janet Yellen yıl içerisinde Trump’ın politikalarına bağlı olarak…
Faiz statejisinin de değişme ihtimaline açık kapı bırakan cümleler sarf etti aynı zamanda!
“Karar ekonomik görünüme ya da para politikasının geleceğine ilişkin yeni bir değerlendirmeyi temsil etmiyor”.
Yani faiz politikasını değiştirmek istemese de Yellen ve ekibi…
Olası sürprizlere karşı da tepki verebileceklerini hissettirdi.
Oluşan bu tablonun bizim açımızdan neticesiyse…
Doların lira karşısında yüzde 2 civarı kayıp yaşaması oldu.
Borsa İstanbul da kendini 90 bin puanın üzerine attı.
Amerika’ya ilişkin soru işaretlerinin tamamen devredışı kalmaması yanında…
İç gündemin piyasalar üzerindeki ağırlığını hissettirmesi de…
Pozitif havanın güçlenmesini engeleyen bir görüntü oluşturdu!
Merkez’in dolaylı hamleleri
İşte burada devreye Para Politikası Kurulu‘nu toplayan Merkez Bankası yönetimi girdi.
Ancak, faiz kararı açıklanmadan önce Murat Çetinkaya ve ekibinden başka bir hamle izledik.
1 milyar dolarlık TL depo karşılığı döviz depo ihalesi açan MB…
Dolar faizini yüzde 1’e yükseltti. TL için yüzde 11 oldu faiz oranı.
Piyasaları rahatlatan bu ön adımın ardından da…
Politika faiziyle, faiz koridorunu sabit tutan Merkez…
Geç likidite penceresi borç verme faizini 75 baz puanlık artışla yüzde 11,75’e çıkardı.
Yani ABD’nin faiz artışına dolaylı biçimde karşılık verdi para otoritemiz.
Bütün bu gelişmelerse dolar 10 kuruş civarı ucuzlattı!
Peki dolar daha fazla ucuzlar mı?
Fazla bir manevra alanı şu an için görünmüyor.
Yine de MB’nin yeni bir adım atması veya ABD’den iyi haberlerin gelmesi halinde…
Daha ucuz doları görebiliriz!
Ancak, referandum sonuçlanana kadar ciddi bir gevşme beklemek için erken!