Ekonomiyi canlandırmak üzere ardı ardına dönüşüm programları açıklanıyor…
Sadece günümüzü kurtarmaya dönük olmayan yapısal nitelikteki bu paketlerin önemi büyük…
Dün açıklanan sanayi üretim verileri de yavaşlayan çarklara işaret ediyordu. Demek ki çarkları hızlandırmak şart.
Ama kalıcı biçimde ve çok yönlü olarak!
Yani teşvik programı ve paketleri…
Hem istihdamı ve refahı artıracak biçimde bir ekonomik büyümeyi desteklemeli …
Hem de cari açığı kalıcı biçimde zararsız seviyelere indirmeli.
Hatta nüfus yapısının daha verimli, üretken ve talep yaratabilen dinamiklere sahip olmasını da sağlamalı!
Son aylarda ekonomi yönetiminin tasarlayıp adım adım açıklamaya başladığı progamın ana konsepti bu hayati beklentilerle uyumlu bir görüntü veriyor.
Önce reel ekonomiye dönük destekler geldi.
Özellikle stratejik yatırımların desteklenmesi, Ar-Ge teşvikleri ve kritik sektörlere ağırlık verilmesi…
Kalıcı ve verimli bir dönüşüm için altyapı oluşturmayı hedefliyordu.
Ancak, bu önemli adıma dönük henüz netleşmemiş bazı düzenlemelerin biran önce hayata geçmesi işdünyası açısından önem taşımakta!
Ticaret ve finansın geliştirilmesi ve tasarrufa özendirme konseptini taşıyan ikinci paket de…Teorik olarak yerinde amaçları içermekteyse de pratik sonuçları görmemiz zaman alacak.
Dün Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı üçüncü programsa hayli ilginç.
“Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı”.
Davutoğlu’nun deyimiyle “Anneye ve bebeğe ilk altını devlet takacak”!
Temelde sosyal bir karakteri olsa da…
Ekonomik yansımaları da fazlasıyla olacak olan bir paket bu.
Nasıl mı?
Her anneye, doğum yaptığı anda ilk çocukta 300 TL, ikinci çocukta 400 TL ve üçüncü çocukta da 600 TL’lik destek verilecek.
Aile açısından bebeklerin masrafları düşünüldüğünde cuzi rakamalar…
Ancak, toplam çocuk sayısı üzerinden bütçeye yansıması; azımsanmayacak boyutta olabilir bu sembolik desteğin!
Elbette destekler bu kadar değil…
Özellikle annelik izninin bitiminden sonra ilk çocuk için 2 ay, ikinci çocuk için 4 ay, üç ve daha çok çocuk için 6 aylık yarı zamanlı çalışma imkanının getirilmesi…
Aileler açısından çok önemli!
Çünkü…
Hem çocukların gelişimi açısından…
Hem de annelerin bu sürede yarı zamanlı çalışmalarına karşın tam ücret almalarıyla aile bütçeleri açısından olumlu bir düzenleme bu.
Üstelik, düzenlemenin izinli sayılan zamanın ücretini devletin karşılayacağını düşündüğümüzde işveren açısından da maliyet getirmediğini görüyoruz!
Bir de çocuk 5,5 yaşına kadar, çocuğunun eğitimiyle ilgilenip onu okul hayatına hazırlamak isteyen ebeveynlere 30 saate kadar kısmi çalışma hakkı getiriliyor.
Riskler ve beklentiler
Buraya kadar iyi güzel de…
Acaba, işveren yarı zamanlı yada bol izinli statüde ne kadar eleman barındırabilecek?
Birbirine yakın dönemlerde anne olacakların sayısındaki artış işletmedeki sürekliliği ve verimliliği etkileyebilir.
En azından böyle bir ihtimalin olması bile kadın çalışana karşı çekinceleri artırma potansiyeli taşıyor!
Dolayısıyla kadın istihdamı konusunda soru işaretleri yaratabilecek bu düzenlemenin…
Farklı teşviklerle dengelenmesinde fayda var.
Bu arada izin meselesinde devletin üstleneceği faturanın ne olacağı da belirsiz!
Üstelik kreş ve bakımevlerinin artırılması için sunulacak vergi desteği de nasıl bütçe açısından önemli.
Böyle bir desteğin kreş sayısını yeterli oranda artırıp artımayacağı ise ayrı bir soru işareti.
Sözün özü; uygun hızdaki nüfus artışı ekonominin geleceği açısından önemli.
Ancak, destek paketinin bu anlamdaki teşvik gücü yeterli olacak gibi görünmüyor!
Kısa süre sonra yeni adımlara ihtiyaç olacaktır.
Çünkü; günümüz koşullarında çocuk sahibi olmaya karar verirken;
Giyim kuşamdam gıdaya… Oyuncaktan oyun alanlarına…
Sağlıktan eğitime ve istihdama uzanan çizgide akla gelen tonlarca soru ve çekince var!