Ekonominin lokomotifi inşaat sektörü…
İnşaatın olmazsa olmazıysa çimento.
Ve sadece iç pazara değil dünyaya da hitap eden çimento sektörü…
Aynı zamanda ciddi bir döviz kaynağı olarak ülke ekonomisine destek olmakta.
Peki bu kritik sektörde durum nasıl?
Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Bursa Çimento Genel Müdürü Osman Nemli ile sektördeki son durumu değerlendirdik.
Nemli’ye göre bu yıl başta 15 Temmuz olmak üzere…
Yaşanan birçok ani gelişme sektörü de etkilemiş.
“2016 sektör için değişken bir yıl oldu. Yıla çok iyi başladık.
Ama 15 Temmuz’daki darbe girişimi herkesi olduğu gibi bizi de etkiledi”.
Bayram tatillerinin de bu sürece eklenmesiyle…
Hem talep hem de üretim anlamında performans kayıpları yaşandığına dikkat çeken Osman Nemli…
Alınan tedbirlerin bir nebze de olsa sektörü rahatlattığını belirtiyor.
“Hükümetin aldığı tedbirlerin yanında…
Şirketlerin ekonomiye olan güvenlerini açıklayarak yatırım kararlarını devam ettirmesi…
Sektörün son dönemde hedeflerine yaklaşmasını sağladı”.
Ancak, Nemli’ye göre 15 Temmuz sonrası ticari ilişkilerde oluşan güven kaybı hala tam olarak giderilemedi.
Dolayısıyla iç pazardaki belirsizlik talebin canlanmasını sınırlıyor.
Peki ya dış pazarlarda durum nasıl?
“Dış pazarlarda Güney Amerika ülkeleri ve İspanya’nın pazara sert bir giriş yapması sonucu…
İhracat fiyatlarımızda ve miktarlarımızda ciddi bir düşüş yaşandı.
Firmalarımız dış pazarları geliştirmek üzere…
Hedef ülkelere öğütme tesisi yatırımı yaparak…
Gönderecekleri klinkerle ihracatlarını desteklemeye çalışıyorlar.
Ancak tüm bu çabaya rağmen dış pazarlarda ciddi bir kaybımız var”.
Anlaşılan o ki; iç pazar yanında ihracat cephesinde de zorlu bir yıl yaşanınca…
2017’ye dair öngörü yapmak bir hayli zorlaşmış!
“Sektörde oluşan arz fazlası 2017’ye ilişkin endişeler yaratıyor.
Ekonomik ve siyasi gelişmelerin doğurduğu soru işaretleri nedeniyle de…
Umutların tazelenmesi kolay olmuyor.”.
Sorunlar ve beklentiler
Çimento sektörünün gelişmesi adına halledilmesi gereken konular var.
Mesela Paris Anlaşması ile ülkemizde uygulanacak CO2 kotaları sektörün önündeki belirsizliklerden biri.
“Çevre Bakanlığı, 2018’den itibaren uygulamaları başlatıp 2023’e hazır girmek istiyor. Ancak uygulamalar konusunda çok sayıda belirsizlik mevcut.
Haliyle pilot çalışma alanı olarak da bu süreç sektörü endişelendiriyor”.
İç talepteki ani değişiklikleri minimize edecek çözümler de gerekiyor.
Osman Nemli’ye göre bu anlamda beton yol ve bariyerlerin yaygınlaşması bir çözüm yolu.
Üstelik hammaddenin tamamen yerli olması da cari açığı azaltıcı bir etki yapabilir.
Yetişmiş eleman ihtiyacı birçok sektörde olduğu gibi çimentocuları da etkiliyor!
“Kısa ve orta vadede tecrübeli profesyonellerin sıkıntısı artacak gibi duruyor.
İşe yeni başlayan çalışanlarımızı uzun süreli eğitimlere tabi tutmamız gerekiyor.
Bu da verim alma sürecimizi uzatıp ilave maliyetlere neden olmakta”.
Sektör bir de imaj sıkıntısı yaşıyor.
“Toplumun bir bölümünde olumsuz bir algı mevcut. Bu algıyı özellikle besleyen çeşitli gruplarda var.
Halbuki Avrupa’da şehirle içiçe beraber yaşayan çok sayıda örnek fabrika var.
Sektör olarak Türkiye’deki bu olumsuz algıyı kırabilmek için de ciddi bir çaba içerisindeyiz”.
Tüm ülkeyi ilgilendiren endüstriyel ve evsel atık yönetimindeki sıkıntılara dikkat çeken Nemli’ye göre…
Çimento fabrikaları atıkların bertarafı için en ideal yerlerdir.
Ancak, genel bir atık politikası şart!
Ve sektörel gelişim için tüm bu sorunlar üzerinde uzun vadeli planlar geliştirecek ortak çalışma platformlarına ihtiyaç var.