Dünyada herşeyin hızlandığı bir dönemdeyiz.
Bilginin ışık hızında yayıldığı bugünlerin geleceği şekillendirme hızı da tavan yapmış durumda.
Haliyle bugünden ziyade geleceğe odaklanmak şart!
Ama geleceği öngörüp hazırlanırken geçmişten gelen derslerin de gözardı edilmemesi gerekiyor.
Yani bugüne ulaşırken geçmişteki yanlışları ve doğruları iyi okumak lazım.
Küreselleşmenin dayattığı zorlu rekabet koşullarında ayakta kalmanın başka yolu yok!
Özellikle de küresel bir oyuncu olma gayretindeki sanayi kenti Bursa için yapılacak tarihsel analizlerin önemi çok büyük.
Bu anlamda gayretlerin karşımıza çıkıyor olması sevindirici bir gelişme.
Bursa’nın duayen sanayicilerinden Ergun Kağıtçıbaşı kentin ekonomik hafızasına katkı sunmaya devam ediyor.
Kağıtçıbaşı, Bursa’nın ekonomi tarihine ışık tutan eserlerine bir yenisini kentin duayen akademisyenlerinden Prof. Dr. Necmi Gürsakal’la birlikte eklemiş durumda.
Peki bu kitabın ülkeye ve kente ne faydası var?
“Sanayileşmeyi Anlamak”, geleceği okumak isteyenler için ciddi bir kaynak olmaktan öte bir beyin fırtınası tetkileyicisi misyonuna sahip!
Yani beyinleri kurcalayan yanı sunduğu tarihsel ve akademik bilgiler kadar önemli.
Çünkü tarihselliğin içindeki özgün örnek seçimleri, bam teli niteliğiyle sanayileşme sürecindeki sevaplara ve günahlara dikkat çekmekte.
Dolayısıyla ‘yarını ıskalamama’ kaygısındaki beyinlere dürtü sinyali yolluyor bu kitap!
Yerelden küresele uzanan analizde eser sahiplerinin verdiği özet mesaj; kent dinamikleri kadar ülke yöneticilerini de yakından ilgilendiriyor.
“Daha nitelikli insan kaynağına ve bu kaynağın oluşturulması için buna uygun bir eğitime ihtiyacımız var.
Endüstri 4.0’ın işsizlik konusunda ne gibi gelişmelere neden olabileceğini düşünmemiz, tartışmamız gerekli.
Bir kez daha bir devrimi ıskalamamak için ülke ve Bursa olarak yapmamız gereken çok iş var.
Umarız bu kez geç kalmayız…”
Değişimi yönetebilmek
Paylaşılan mesaj hayati önemde.
Çünkü geç kalmanın faturası çok ağır olacaktır.
Özellikle bilişim ve dijitalleşmenin yarattığı yeni dünyanın gereklerine bir an önce adapte olmayı beceremezsek.
Bu anlamda kitabın tanıtım toplantısında Necmi Gürsakal’ın vurgu yaptığı ‘veri etiketleme’ ve ‘Silikon Vadisi’ne elçi atama’ gibi konuların çok daha fazla irdelenmesi lazım.
Ancak, finansal ve zihinsel sermaye oluşumlarının zayıf kaldığı gerçeği önümüzdeki yolun zorluğunu ortaya koymakta.
Çünkü para ve yaratıcı fikirler sahaya inmeden gelişme de kalkınma da mümkün değil artık!
Kısacası öncelik sermaye yaratma ve genç beyinleri eğitme işinde olmalı.
Ayrıca bilişim ve yeni nesil teknolojilerin dayattığı dünyanın gereklerini bir an önce içselleştirmeliyiz.
3-D yazıcılarla her mühendisin patrona her evin de bir mikro fabrikaya dönüşmesi sürecinin arifesindeyiz!
E-ticaretse müşteri bulma sorununu küresel çapta pazar fırsatıyla aşmasını sağlayabilmekte.
Bu dönüşümde kendisine nasıl rol düşeceğine ise sadece yöneticiler değil her birey kafa yormalı.