Seçimlerin ardından gözler ekonomiye çevrildi.
Çünkü her kesimin beklentileri var.
Ekonomiyi canlandırmak da devletin temel görevi konumunda.
Nitekim 8 Nisan’da yeni yol haritasının açıklanması gündemde.
Yani reform zamanı geldi çattı.
Peki bu reformların hedefi ne olmalı?
Ekonomiyi dönüştürecek yapısal reformların bir yanda yüksek katma değerli üretimi öne çıkarması şart.
Üstelik de bu üretimi dünya pazarlarına taşıyacak bir stratejiyle beraber yola çıkmak zorundayız!
Diğer yanda ise yabancı yatırımcıyı çekecek nitelikteki adımların atılması gerekiyor.
Bu adımların sadece sıcak para anlamında değil aynı zamanda doğrudan yabancı sermaye girişi olarak gerçekleşmesi de şart.
Neticede kalıcı döviz girişi Türkiye açısından hayati önemde!
Dolayısıyla özellikle kısa vadede dünyaya daha fazla mal satmanın yolunu bulmalıyız.
Çünkü yabancı sermayenin fabrika kurmak için ikna olup süreci hayata geçirmesi kısa vadeli bir iş değil.
Kısacası öncelikli görev ihracatçımıza düşüyor.
Yabancı müşterinin dünyanın neresinde olursa olsun ayağına gidip pazar çeşitlendirmek de ihracatçının görev listesinin başında gelmeli!
Hatta bununla da yetinmeyip yabancı müşterileri ayağımıza getirmeli.
Bu anlamda Bursa zoru başaran bir kent olarak öne çıkmakta.
Çünkü Bursa, Ur-Ge projeleriyle bu stratejiyi başarıyla uygulayıp Türkiye’ye örnek olmakta.
Nasıl mı?
Bir yanda ihracatçı firmalar güçbirliği içinde yeni pazar keşfetmekte.
Diğer yanda da yabancı alım heyetleri firmaların ayağına getirilmekte.
Böylece hem mal satıp hem de Türkiye’yi ve Bursa’yı tanıtıyor BTSO’nun öncülüğünde düzenlenen Ur-Ge projeleri!
Küresel ticaret savaşlarının alevlendiği bir dönemde bu tür çalışmaların önemi daha da artmakta.
Özellikle emek yoğun olmasının yanında katma değeri giderek yükselen tekstil ve konfeksiyon sektöründe atılan adımlar Bursa adına ciddi bir kazanç.
En yakın örnek dün başlayan ve 40’a yakın ülkeden 400 iş dünyası temsilcisini kentimize getiren Bursa Textile Show Fuarı.
Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’ndeki açılış töreninde konuşan Bursa Valisi Yakup Canbolat’ın kentin ekonomik genlerinde yer alan tekstilin dünya sahnesine çıkmasına dönük vurgusu yapılan işin önemini de net biçimde ortaya koydu!
“Tekstil, Bursa’nın tarihinden gelen kadim tecrübesidir.
Artık sadece kaliteli mal üretip, rekabette üstünlüğü yakalamak yeterli değil.
Bir ürünü pazarlamak ve tanıtmak için firmaların prestijini artırmaya yönelik çalışmalar da zorunlu hale gelmiştir”.
BTSO öncülüğünde Ticaret Bakanlığı ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği işbirliğinde düzenlenen fuar, 90’a yakın Bursalı firmanın ürünlerini görücüye çıkarmasını sağlamış durumda.
Alım heyetlerinin ticari potansiyeli
Yabancı müşterileri “Let’s Meet in Bursa” sloganıyla kentimize davet eden 2 Ur-Ge projesinin ürünü olan bu fuar çerçevesinde yapılmakta olan ikili iş görüşmelerinin ciddi bir ihracat potansiyeli yaratması söz konusu.
Ticaret Bakanlığı’nın Bursa’nın Ur-Ge çalışmalarını ödüllendirip Türkiye’ye örnek göstermesi boşuna değil.
BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ın bu tür organizasyonların devamına ilişkin mesajı ise gelecek adına umutları artırır nitelikte!
“İhracat odaklı bir vizyona sahip olan Bursa tekstil sektörünün hedeflerine ulaşabilmesinde Bursa Textile Show büyük rol oynamaya devam edecek.
İş dünyası temsilcilerimizin talepleri doğrultusunda firmalarımızın rekabetçiliğini geliştiren organizasyonlarımızı sürdüreceğiz”.