Siyaset sahnesi hareketlenmeye başladı.
Partilerin milletvekili adaylarını netleştermek zorunda olduğu bugün…
Haliyle siyasetin heyecan katsayısı da yükselecek.
Ancak, şu kesin ki 7 Haziran seçimlerine göre daha titiz bir çalışmayla listeler oluşacak!
Çünkü 1 Kasım’a dönük çok ince oy hesapları söz konusu…
Ve aday profilleri de oy kazandırma potansiyellerine göre değerlendirilmek zorunda.
Tabii ki ağır basacak parti için dengeler de olacaktır.
Ama hangi isimler listelere girerse girsin…
Propaganda döneminde kaçınılmaz olarak iki temel konuya vurgu yapmak durumunda kalacaklar.
Terör ve ekonomi!
Bu cephelerdeki sorunlara dönük çözüm vaatleri oy pusulalarını etkileyecek güçte çünkü…
Özellikle Bursa açısından konuya baktığımızda…
Uzun vadede ekonomi ve yatırımların seyri daha da bir önem kazanıyor.
Bu nedenle Ankara’ya kenti temsilen gidecek vekillerin…
Bursa’nın lobi gücünü üst seviyede tutacak istek ve beceride olmaları gerekmekte.
Ve sadece Ankara’da çakılıp kalmadan… Bir ayakları Bursa’da olmalı.
Bu da yetmez.
Tüm Türkiye ve dünya kentimizin ilgi alanında artık!
Yani Bursa milletvekilleri küresel düşünceyle kent sorunlarının çözüm odağı…
Ve girişimlerin takipçisi olmanın yanında öncüsü olma görevini de üstlenebilmeli.
Keza Türkiye’nin 2023 hedefleri için gaza basması zamanı geldi de geçiyor!
Ekonomik kapışma
1 Kasım seçimlerinin vaatler anlamında…
7 Haziran’ın ötesine geçeceğine dair güçlü işaretler geliyor.
Mesela başta CHP olmak üzere…
Muhalet partileri hem vatandaşı hem de iş dünyasını etkileyecek… Ekonomik vaat ve projeleri gündemde tumaya devam edecek.
Buna karşın AK Parti’nin 7 Haziran’a nazaran daha güçlü ekonomik argümanlarla sahne almaya hazırlandığını görüyoruz!
Anlaşılan ciddi bir vaat kapışması yaşanacak bu seçim döneminde.
Yani sağlamlığıyla övündüğümüz bütçe de zorlanabilir aynı zamanda.
Neticede ekonominin artık gerçek anlamda ön plana çıkması şart!
Ancak mali dengeleri fazlaca da sarsmadan bunu başarmakta fayda var.
Bursa ne zaman akıllara gelecek?
Fiat’la Tofaş çok uğraşmış…Ve tasarımından teknolojisine…
Yüksek oranda yerlilik içiren yeni bir modeli sahaya sürme aşamasına gelmişler.
Üstelik de dünyanın sayılı otomotiv organizasyonlarından Frankfurt Otomobil Fuarı’nda görücüye bile çıktı bu model.
Ciddi bir ihraç potansiyeli olduğu da ifade ediliyor!
İyi güzel de… Bursa’nın el emeği ve fikrinin yansıması olan bu aracın ismi bir türlü tam yerine oturamadı!
Yola ‘Aegean’ olarak çıktı. Yani bildiğimiz Ege…
Ama dış pazar kaygılarıyla Türkçesi tercih edilmemiş!
Yine de yerlilik adına bir mücadele verilmiş…
Ve nihayetinde baştaki ‘A’ harfinden vazgeçilerek ‘Egea’ adı konmuş yeni modele.
Anlayamadığım daha doğrusu kabullenemediğim bir durum bu.
Niye Türkçe bir isim verilmez Türkiye’de ve de Bursa’da onyıllardır üretim yapan bir fabrikadan çıkan bir araca?
Öncelikle… İsmin dışta anlaşılabilir olması artık dert değil çünkü!
Bizler zar zor tellafuz edilen ve küresel anlaşılırlığı da olmayan…
Pek çok Koreli, Japon, Fransız,İtalyan, Alman Amerikan…
Otomobil modeline alışmadık mı Türkiye’de!
Ve bana göre Türkçe isimli bir model olmasından öte… Adı ‘Bursa’ olan bir modelin dünya yolalarına çıkması zamanı geldi de geçiyor!
Keşke Fiat ve Tofaş yönetimlerinin ‘aklı Ege’de kalacağına’…
Bursa’ya kilitlenseydi yeni modele isim verirken!