Flipboard
Bursa`nın çevre sınavı zorlu bir süreçten geçiyor.
Kamuoyunun kentin göbeğinde, üstelik de kömürle alışacak bir termik santrale olan tepkisi net biçimde ortadayken… Santralde ısrar edilmesi ne derece doğru?
DOSAB`ın projesi; akademik odaların, çevre ve insan sağlığına dönük olumsuz raporlarının daortaya koyduğu gibi…
Üyelerine sunmayı hedeflediği faydanın ötesinde Bursa`ya zarar verecek.
Çünkü toprağın, havanın ve suyun santral atıklarıyla kirlenip de canlı hayatına zarar vereceğini söylüyor uzmanlar.
Yani insana ve hayata olan duyarlılığın dikkate alınmadan bir karar verilmemesi gerekiyor bu tür projelerde.
Öyle ki; örnek gösterilen Avrupa`ya baktığımızda kömürle çalışan tesisler söz konusu olduğunda…
Bırakın insan sağlığını, `makinelerin sağlığını` bile fazlasıyla önemsedikleri görülüyor!
Bunun bir yasımasıysa Türkiye`den ürün aldıkları üreticilerle yaptıkları sözleşmelerdeki şartlarla karşımıza çıkıyor!
En yakın örnekse Tofaş.
DOSAB yönetiminin termik santral projesini açıklamak zorunda kaldığı basın toplantısında Tofaş yetkililerinin de açıklamaları yansımıştı kamuoyuna…
Fabrika yetkililerinden, projeyi üretim üzerindeki çevresel etki açısından incelemeye aldıkları ve takipte oldukları açıklaması gelmiş.
Ve ilk etapta Fiat ve Chrysler`le yapılan istişarelerde santral bacasının yükseltilnesi ihtiyacı doğabileceği ifade edilmişti!
Ancak, incelemelerin bununla kalmayıp süreceğine dair de net bir mesaj basın toplantısına katılan Tofaş uzmanlarınca dile getiriliyordu.
Yani DOSAB`ın mevcut tesis projesi, Tofaş`ı bağlayan uluslararası bir soruna işaret ediyor.
Peki yabancı müşterilerle tedarikçilerin önemsediği tablonun detayları ne diyor?
Edindiğim bilgiye göre alıcılarla tedarikçilerin sözleşmelere de yansıyan şart koştukları `mesafe maddesi` DOSAB`ın santraliyle bire bir zıt bir durum yaratıyor!
Haliyle de bu soruna çözüm üretmek kolay değil.
Üretim bantlarından çıkan araçların sevk edilmeden önce bekletildikleri araç parkının 4 kilometre civarında katı yakıtla çalışan bir santralin bulunmaması şartı var çünkü.
Yani yabancı uzmanlar, kömür santrallerinin 4 km civarındaki otomobiller için bile tehlikeli bulduğu görüşünde!
Peki bölgedeki canlılar ne yapsın?
Üstelik, risk mesafesinin rüzgarlarla çok daha geniş bir alana ulaşacağı da unutulmamalı.
Tofaş`ın endişesi
Santralden çıkacak zararlı parçacıklar ve asit yağmurlarının araçlara zarar vereceği endişesiyle konulmuş sözleşme maddeleri nedeniyle Tofaş`ın etkilenme ihtimali var.
Çünkü Tofaş, DOSAB`ın kurmayı planladığı tesise 1,5 km mesafede!
Risk nedeniyle sözleşmelerin kolayca değişmesi de zor görünüyor.
Ve hatta DOSAB`ın santrali kurmaktaki ısrarı sürerse Tofaş`ın araç parkını taşımak zorunda kalabileceğibile ifade ediliyor!
Üretim kömürle çalışan bir termik tesisin bölgedeki fabrikaların üretim süreçlerini nasıl etkileyeceği de belirsiz.
Keza DOSAB`ta ihracat yapan diğer sektör temsilcilerinin satış sözleşmelerinde de katı yakıt çekinceleriniiçeren maddelerin olma ihtimali hayli yüksek.
Özellikle de karbon ayakizine önem veren uluslararası standartları dikkate alan yabancı müşterilerle çalışan firmalar açısından da risk sözkonusu!
İnsanı önemseyen çözüm şart
Ama ekonomik kaygılar bir yana.
Asıl garip olan Avrupalıların otomobillerin `sağlığını` düşünerek baştan tedbir almalarına karşın DOSAB`ın aynı özeni insan sağlığı için göstermemesi.
Uzmanlardan gelen ciddi risk uyarıları ve Bursa halkının gösterdiği tepkinin haklılığını da otomobil örneği net biçimde göstermiyor mu?
DOSABSİAD`ın kurucu başkanı Mustafa Barutçuoğlu`nun `kuruluş felsefemizde çevreye ve insana olan duyarlılık adına verdiğimiz sözlerin tutulması gerekiyor` ifadesi bu anlamda kulaklara küpe olmalı!
Projeye dönük fikrini sorduğum Barutçuoğlu, Bursalıların gösterdiği tepkinin DOSAB yönetimince dikkate alınarak, insan sağlığını önemseyen bir çözüm üreteceklerini düşünüyor.
