Açıklar ekonomiler baş belasıdır.
Bütçe açığı ve cari açık yıllar yılı Türkiye’nin başına bela oldu.
Neyse ki; son yıllarda bu iki açık da makul seviyelere indi.
Ve ekonomimiz bir parça rahat nefes alabildi!
Ne yazık ki; ülkenin döviz kazancı ve harcamalarının dengesini yansıtan…
Cari denge yine de önemsenecek miktarda açık vermeyi sürdürüyor.
Bu açığı azaltmaksa bugünden yarın olacak bir iş değil!
Ancak, en büyük döviz kaybının olduğu enerjide yaşanan fiyat hareketleri…
Türkiye’nin dış ticaret faturasını azaltarak…
Cari açığın da gerilemesini sağlıyor bugünlerde.
Dün açıklanan marta ait dış ticaret verileri de bu tabloyu destekliyor.
Geçen ay dış açık yüzde 20 azalmayla 4,95 milyar dolara inmiş.
Bu pozitif düşüşte…
Martta ihracatın yüzde 2,3’lük artışla 12,8 milyar dolara çıkmasından ziyade…
İthalatın yüzde 5,2’lik düşüşle 17,75 milyar dolara gerilemesinin payı büyük.
Bu tabloda petroldeki düşüş en büyük destekçimiz olarak karşımıza çıkıyor!
Çünkü enerji faturasındaki gerileme ithalatı tam 8 puan aşağı çekmiş vaziyette.
Bir de 1 milyar dolar civarı altınla gelen net katkı var dış açığın azalmasında.
Diğer ithal kalemelerinde ise az ada olsa artış dikkat çekiyor.
Neticede altın ve enerji hariç tutulduğunda…
İthalatın yıllık bazda düşmek bir yana yüzde 3 civarı artması söz konusu.
Detaylara baktığımızda ihracatta Avrupa Birliği’nin öne çıkması sevindirici.
Ama diğer pazaralardan hala ciddi bir katkı yok.
Yani Avrupa’daki canlanmaya bağlı ihracatın kaderi!
Petroldeki destekse bir süre daha gündemde.
Ancak, cari cephede yaklaşan turizm sezonunun getirdiği riskler var.
Girişimcilik silahı nasıl kullanılır?
Dış ticarette başa bela olan açıkları azaltmanın kalıcı bir yolu var mı?
İthalatı azaltıp ihracatı çoğaltacak üretim ve pazarlama stratejileri…
Dış açıkları azaltmamızı hatta Almanya gibi cari fazla vermemizi sağlayabilir.
Ama, sadece stratejiyle başarılacak bir mücadele değil bu!
Özellikle dışa bağımlılığımızın yüksek olduğu sektörlerde yoğunlaşarak…
Başarılı girişim örneklerini çoğaltırsak sonuca daha çabuk ulaşabiliriz!
Peki nasıl? Ar-Ge merkezleriyle, yüksek teknoloji yatırımlarıyla, inovasyon ve girişimcilik örnekleriyle…
Üst seviyete rekabetçi ürünleri sahaya sürerek.
Sözün özü; Endüstri 4.0 yani yeni endüstri devriminin gereklerini yerine getirerek.
Ama, yerli mühendislik ve işçilikle!
Bu temel gerekleri yerine getirenlerinse sadece işletmecilik başarısı değil…
Aynı zamanda ciddi bir farkındalık yarattığını görüyoruz.
Bursa’nın kümelenme yoluyla varlık gösterme gayretinde olduğu savunma sanayinde…
Attığı adımlarla dikkat çeken Ermaksan gibi.
Yarı iletken alanındaki yatırımlarıyla adını duyduğumuz firma…
Bu kez Savunma ve Havacılık Sanayi İmalatçıları Derneği (SASAD) tarafından ödüle layık görülmüş.
Savunma Sanayi Ödülleri’nde, girişimcilik dalında ödül alan firmanın aldığı yol…
Bursa’nın da potansiyelini kanıtlamakta!
Neticede 850 kişiye doğrudan iş olanağı yaratan…
Ve 70 ülkeye ihracat yapan Ermaksan’ın …
Savunma sanayindeki öncü misyonun yaygınlaşması tüm Türkiye’nin kazancı olacaktır.