Piyasalar zikzaklı yollar misali…
Haliyle yatırımcı da bir o yana bir bu yana savrulamakta!
Çünkü…
Borsa, döviz, faiz tüm yatırım araçları sürekli yön değiştirmekte.
Yön tayini yapmanın zorlaştığı bu dönemde soruların altında yoğunlaşması dikkat çekici.
Özellikle hanımların yastıkaltı yatırımlarına dönük soruları; `altın senaryolarını inceleme zamanı geldi` diyor.
Güvenli liman arayışlarının nefes aldırdığı altın; dışta başka, içte başka manzaraveriyor!
Nasıl mı?
Altının iç piyasadaki gram fiyatı, dıştaki ons fiyatının bin 180 dolarla dip yaptığı günlerde bile aynı oranda düşmedi.
Ons fiyattaki yükselişler de çoğunlukla içe aynı oranda yansımıyor.
Çünkü ithalata olan bağımlılık altın fiyatını doların lira karşısındaki seyrine de duyarlı kılıyor!
Bu nedenle ons fiyatın dip yaptığı dönemde doların yükselişte olması sonucu altının gram fiyatı ancak 87 TL`ye kadar düştü.
Ve dün de ons son haftaların zirvesi olan bin 238 dolardan aşağı inerken doların primli olması nedeniyle içteki yükseliş devam etti.
Neticede altının gram fiyatı 90,5 TL`ye dayanmış durumda!
Peki ya bundan sonra?
Analiz için dıştaki ons fiyatın olası seyrine… Ve doların TL karşısındaki performansına bakalım.
Kısa vadede yükseliş opsiyonu hala var.
Altının onsu bin 238 dolarda direnç gösteriyor. Ama güçlü direnç bin 242 dolar seviyesinde!
Söz konusu direncin aşılması halinde ons fiyatta bin 270 dolara doğru hareket olabilir.
Bu tabloda doların da 2,27 – 2,30 TL arasındaki genel seyrini koruması halinde... Altının gram fiyatı 93 TL`yi bulur.
Ancak bu seviye civarlarında satış baskısnın arttığını unutmayalım!
Onsun mevcut seviyelerde tutunamaması halindeyse… İlk aşamada bin 220 dolara, ardından da bin 208 dolara iniş yaşanır.
Bu senaryoda doların güçlü kalması halinde gram fiyatın 88,5 TL civarında tutunması zor olmaz. Ama doların da kısmen gevşemesi durumunda 87 liraya iniş kaçınılmaz olur!
Özetle normal koşullar altında kısa vadede iç piyasada gram fiyatın 87 – 93 TL aralığında dolaşmasımümkün görünüyor.
Orta vadeyi ve olağanüstü halleri de hesaba kattığımızda ise… Dalgalanma aralığını 84 – 96 TL bandına kadar genişletmek mümkün görünüyor.
Siyah altının yahnisi!
Ekonomi dünyası `kara altını` yani petrolü tartışıyor.
`Ucuzlayan petrol ekonomiyi nasıl etkiler` sorusu kafaları kurcalamakta çünkü!
Peki kafalar niye karışık?
Fiyatlardaki düşüş iyi bir haber değil mi?
Aslında `petrolün ucuzlaması akaryakıtı da ucuzlatır` beklentisi… Bizim gibi ithal petrol bağımlısı ülkelerde yüzlerin gülmesini sağlar.
Enerji faturamızın düşmesi, kronik belamız cari açığı hafifletir petrol ucuzlayınca…
Akaryakıttaki ucuzluk ekonomik faaliyetlerin canlanmasına destek verirken enflasyon üzerindeki baskıyı da azaltır.
Bunlar Türkiye adına bardağın dolu tarafında yer alan ana fırsatlar!
Ancak, öncelikle akaryakıttaki olası ucuzlamanın; dağıtım firmalarının kar artırma fırsatını değerlendirmeleri… Ve yüksek vergiler nedeniyle sınırlı kalacağını hatırlatmakta fayda var.
Ve üstelik madalyonun öteki yüzünde bir başka olumsuz tablo daha görünüyor.
Ekonomide dış talebe bağlı yavaşlama riski!
Çünkü petroldeki ucuzlamanın ana nedeni; Avrupa ve Uzakdoğu başta olmak üzere birçok bölgede başgösteren ekonomik zayıflama sinyallerinin talebi düşürecek olması.
Mesela Almanya`dan dün gelen veriler bu durumu çarpıcı biçimde teyit etmiş durumda!
Keza fiyatlardaki düşüş, petrol ihracatçılarını da vuracağı için bizim kritik pazarlarımızın çoğunun tad vermeyeceğini söylemek zor olmaz.
Sözün özü; `ucuz etin yahnisi` misali, ucuz petrolün de büyük bir kazanç sağlaması kolay olmayacak!