Yaklaşık iki yıl aradan sonra transfer tahtasını açan ve 17-2(!)=15 yeni ismi kadrosuna katan Bursaspor, Süper Lig’e dönüş yolunda TFF 1. Lig’in en pahalı kadrosunu kurdu.
Öncelikle 44 dosyanın kapatılarak transfer tahtasının açılmasının bile başlı başına önemli bir başarı oluğunu belirtelim ve Emin Adanur liderliğindeki yönetimi tebrik edelim.
Ancak, transfer sürecine girildiğinde yapılan acemilikleri de belirtmeden geçmeyelim. Tahtanın açılması konusunda hazırlıklı olan ve sonuna kadar inatla savaşan yönetim, ne yazık ki transfer için pek hazırlık yapmamış.
Önce, Adanaspor beraberliği sonrası atılan bir tweet’le patlak veren Mustafa Er krizi, ardından geldikleri gibi gidenler, Bursaspor markasına hiç yakışmadı.
Yabancı futbolcuların (geleceği tartışılan Jorquera hariç) hepsinin farklı ülkelerden ve Türk futboluna uzak olmaları da bir soru işareti. Umalım ki Birleşmiş Milletler görünümündeki bu futbolcular, uyum sorununu bir an önce atlatıp, takımı Süper Lig’e çıkaracak katkıyı koyabilsin.
Yabancı futbolcu tercihini bu yönde yapan yönetim yerlide de garip işler yaptı bana göre. ‘Türkiye’nin kralı’ diye tanıtılan Ozan Sol ve sol bek Ufuk Budak’ı daha yüzlerini tanıyamadan, ‘Fatih Tekke’nin talebi doğrultusunda’ diyerek yollayan yönetim, sol bek sorununu adeta son dakikada 33 yaşındaki Mehmet Erdem Uğurlu’yla çözerken (ki bence doğru bir isim), tüm çabalara rağmen yerli bir forvet bulamadı.
Benim merak ettiğim bu oyuncular hangi kriterlere göre alındı ya da hangi sebeplerle gönderildi. Yönetim yerlerine oyuncu bakmamış olsaydı ‘gençlere güvendiler’ derdim ama son dakikaya kadar çabalamaları çuvalladıklarını gösteriyor. Hele ki ‘gol kralını’ gönderip geçen sezon onunla aynı ligde sadece 1 gol atmış Kemal Rüzgar’ın düşünülmesi, bana ‘Eren’e yazık olurdu, iyi ki olmadı’ dedirtti. Biz yine de umalım da Tim Matavz’a bir şey olmasın.
Kadroda düşünülmeyen ve elde kalan Hasan Ayaroğlu ve Aykut Akgün kararı da bir sürü soru işaretiyle dolu.
Erhan Erentürk ve Vakıfköy patentli eldivenler, kale konusunda pek sıkıntı yaşatmazlar gibime geliyor. Bu ligde önemli bir tecrübeye sahip ön libero Kubilay Sönmez’in de takım savunmasına önemli bir katkı sunacağını düşünüyorum.
Sahalara dönüş tarihi belli olmayan İsmail Çokçalış’ın yerine alınan sağ bek Mert Yılmaz’ın altyapı eğitimini Almanya’da almış olması ve Süper Lig’de kalmayı istemesi hedefleri olduğunu gösterir. Ne kadar büyük bir camianın içine geldiğinin farkına varır, hedefleri için savaşmayı seçerse eminim ki faydalı da olacaktır. Burada asıl sorulması gereken sezonun ilk üç haftasına nasıl oldu da sağ beksiz çıkıldığı.
Fenerbahçe’den gelen isimler rotasyon oyuncusu gibi görünüyor şu an.
Asıl sorun 8 yabancıdan hangilerinin ilk 11’e gireceği. Bu lig için önemli bütçelerle alınan Matavz, Bruno, Namık, Ofosu, Acolatse, Capan ve Zalazar’dan sadece 5’i ilk 11’de, ikisi de kulübede yer alabilecek. Jorquera’nın durumu zaten karışık.
Ne diyelim onu da Fatih Hoca düşünsün!
Burada taraftara düşen bu kadronun yeni olduğunu unutmadan, sabırla takımın arkasında durmak. Tepkilerle yönetimin, hocanın ve en önemlisi futbolcuların şevki kırılmamalı. Tabii umarım tepki çekebilecek sonuçlar da ortaya çıkmaz ve bu takım gümbür gümbür ait olduğu Süper Lig’e koşar.
Top sende Fatih Hocam!