“Bağlantılar görünmez iplikler gibidir, doğru dokunduğunda seni hiç ummadığın yerlere götürür.”

Goethe

 Derler ki dünyadaki herhangi bir insana ulaşmak için aranızda en fazla 6 kişi vardır. Ve bu bizim sosyal statümüze ya da çevremize bağlı değil.

Diyelim ki Donald Trump’a ulaşmak istiyoruz ve biz Bursa’da bir gecekonduda yaşayan, mahallemizden hiç çıkmamış biriyiz. Mahalleden eski bir arkadaşımız var. Meksika’ya gidip kaçak yollarla Amerika’ya geçmiş. Arkadaşımız hayatını düzene koyduktan sonra Texas’ta paylaşımlı bir evde kalıyor. Ev arkadaşı da Tesla’nın Texas’taki Giga Factory’sinde çalışan bir beyaz yakalı. Ev arkadaşının yöneticisi her hafta Elon Musk ile şirket içi toplantılar yapıyor. Elon Musk da bildiğiniz üzere Trump’ın dolar milyarderi danışmanlarından biri. Dolayısıyla teknik olarak Trump’a ulaşabiliyoruz.

Ulaşmak istediğimiz kişinin popülerliğine göre aradaki kişi sayısı artıp azalabilir ama hiçbir zaman bu sayı 6’dan fazla olmuyormuş.

Bu bilgiyi uzun zamandır biliyordum.

Hiçbir bağlantım yokken Berlin’i ziyaretimiz esnasında Killa Hakan ile tanışmaya vesile olsun diye aklıma bir graffiti çizme fikri gelmişti. Bir yandan da yukarıda bahsettiğim 6 kişi teorisini ilk kez sınamak istemiştim.

 

Killa Hakan bazılarınız için Fight Kulüp şarkısı ile popülerleşip aklınızda “Gluk Gluk” olarak kalmış olabilir ama kendisi bundan çok çok daha fazlasıdır. 80’lerde faşist Almanlardan ayrımcılık görüp dayak yiyen Gastarbeiter yani misafir işçi ailelerin çocuklarından biri olarak, Berlin banliyölerindeki Türkleri ve hatta ezilen diğer azınlık milletlerden insanları etrafına toplayıp arkadaşlarıyla 36 Boys diye bir çete kuruyorlar. Bu sayede sokaklara bir denge geliyor ve Türkler daha rahat bir hayat yaşayabilir hale geliyor. Meraklısı için 36 Boys Belgeseli’ni kesinlikle tavsiye ederim. Tabi bu çeteleşme suçu ve hapsi getiriyor, sonrasında da Rap müzik sayesinde Killa bu kriminal ortamdan kendini kurtarmayı başarıyor. Çağdaşı Boe B. sayesinde Rap müziği Almanca yerine ilk kez Türkçe ile deneyip, Türkçe Rap müziğin -beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz- öncülerinden biri oluyor.

Kendisinin müzik kariyerinin üzerinde, Almanya’daki Türk diasporası için önemini vardır ve zamanın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kendisini Berlin’de ziyaret dahi etmiştir.

 

Aradaki zinciri ve kurduğum temasları uzun uzun anlatmayacağım ama Kreuzberg’i ziyaret ettiğimizde bazı aksilikler nedeniyle Killa Hakan ile tanışmak kısmet olmamıştı. Biz de Killa Hakan’ın daha önce kavgaya davet edilip sonrasında racon kestiği Smyrna Kuruyemiş’i ziyaret edip graffitiyi oraya bırakmıştık.

Yakın zamanda graffitinin geç de olsa Hakan Abi’ye ulaştığını öğrendik. Eşimin çabaları olmasa yüksek ihtimalle 6 kişi teorisi çalışmayacaktı. Süreçte emeği geçen herkese çok teşekkürler, sayenizde teorinin çalıştığını kanıtlamış olduk!

Merak edenler için söyleyeyim, ben otomotiv sektöründe tasarım üzerine çalışan bir makine mühendisiyim ve yaklaşık 20 yıldır da graffiti çiziyorum. Dolayısıyla 6 Kişi Teorisi’ni size graffiti üzerinden anlatışım bu yüzden.

Bursa’daki graffiti kültürünün gelişiminin yaklaşık 20 yıllık bir tanığı olarak size bir sonraki yazıda Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ve bu yıl 21-22 Haziran’da 4.sü gerçekleştirilecek olan Türkiye’nin en büyük graffiti festivali, Bursa Graffiti Şenliği’nden, katılımcı bir sanatçı olarak, en güzel örnekleriyle ve Avrupa çapında bilinirliğini arttırmak adına tavsiyelerimden bahsedeceğim. Takipte kalın!