Çalkantılı günler yaşayan Bursaspor, tarihi zaferlere imza attığı Atatürk Stadı’nda dün son maçına çıktı…

Yeni yılla birlikte Timsah Arena’nın yolunu tutacağız…

1 Haziran 1963’te kurulan yeşil beyazlı kulübün sayısız sevincine, hüznüne, ligde ve Türkiye Kupası‘nda şampiyonluk kupaları kaldırışına tanıklık eden, unutulmaz Intortoto macerası ve Şampiyonlar Ligi marşı çalınan, A Milli Takımımızın tarihi zaferlerine de evsahipliği yapan Atatürk Stadı’nda dün hüzünlü bir 90 dakika geçirdik.

6 maç üst üste kaybederek taraftarını üzen Bursaspor sahada Mersin idmanyurdu ile karşılaşırken, tarihi statta son 31 yılda yaşadığımız anılar film şeridi gibi gözümüzün önünden geçti. Veda maçı için tribünlere koşan ve o anı fotoğraflayıp kameraya çekerek ölümsüzleştirmeye çalışan taraftarların önemli bir bölümün de oturdukları koltukları sökerek evlerinin yolunu tuttuğunu gözlemledik.

Ayrılıklar, vedalar her zaman zordur. Hele hele böyle bir mabede veda etmek hiç kolay değil…

27 Aralık Pazar günü Bursasporlular için hiç unutulmayacak…

Maç içerisinde git-geller yaşamış olsa da yeşil beyazlı takım 6 maçlık kara tabloya son verip hem galibiyetle tanıştı, hem devreyi 18 puanla ateş hattının uzağında kapatıp umutlarını yeni yıla taşıdı, hem de emektar stadından başı dik ayrıldı.

Şampiyonlar Ligi’nde Bursaspor’un gol atan ilk Türk futbolcusu olan Sercan Yıldırım (Glasgow Rangers maçı) yine kapalı kale arkası tarafındaki fileleri sarsarak Atatürk Stadı’ndaki kapanışı da yaparak unutulmazlar arasına girmeyi başardı. Keşke Timsah yürüyüşünü tek başına yaparken arkasına takım arkadaşları da takılabilseydi. Bursasporlu futbolcuların takım olma yolunda daha çok mesafe katetmeleri gerektiğini, kulübün değerlerini henüz tam anlamıyla bilmediklerini bir kez daha gördük.

Teknik Dirertör Hamza Hamzaoğlu ile kaptanlara gerçekten çok büyük görev düşüyor.

Kısacık soluklanma arasında yapılacak çok iş var.

Elbette en önemlisi de olağanüstü kongre ile birlikte göreve seçilecek yeni yönetim olacak.

2016’da kahır mektupları yazmamak ve Timsah Arena’da hatırı sayılır taraftar önünde maçlara çıkıp, rakiplere sahayı dar getirmek için bu kadronun ciddi takviyelere ihtiyacı olduğunu hatırlatmaya gerek var mı?