Suriye toprakları ABD, İngiltere, Rusya, İran, İsrail, Ürdün ve Suudi Arabistan özel kuvvetlerinin savaş alanı haline geldi.

ABD, İsrail, Ürdün ve Suudi Arabistan iç savaşın başından bu yana özel kuvvetlerini Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a karşı muhalifler destek amacıyla kullanıyordu.

Sonra… İran ve Rusya özel kuvvetleri devreye girince göreceli bir dengelenme oldu.

Bu arada Suriye ordusu toparlandı, hem silahlı muhalefet, hem de terör örgütü IŞİD’i püskürtmeye başladı.

ABD’nin kuzeyden, İngiltere’nin Ürdün sınırından Suriye topraklarına soktuğu özel kuvvetlerini güçlendirmesiyse Suriye ordusunun başarılarının ardından geldi. Muhtemelen İsrail özel kuvvetleri de yanlarındaydı.

Şu anda ABD’nin PYD’ye verdiği desteğin benzerini İngiltere özel kuvvetleri de IŞİD’le mücadele eden “Yeni Suriye Ordusu” adındaki örgüte veriyor.

ABD epeydir Suriye’nin içine müdahale eden bir güç konumunda. Mümkün olduğunca Rusya ve Suriye askerleriyle karşı karşıya gelmeden cephelerde de savaşıyor.

Şimdi İngiltere de, ABD gibi bir pozisyon içine giriyor; yani bu savaşta ben de varım, diyor. Amaç, sadece IŞİD’le mücadele mi? Değil elbette. O görünen kısmı. Görünmeyen tarafında bölgedeki egemenlik çekişmesi yatıyor.

Tabii bu çekişme acımasız bir rekabeti de beraberinde getiriyor. Kalleşlik, yalancılık, her türlü kötülük…

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD’yi Suriye’de gizli işler çevirmekle suçlayıp, “Ortaklarımızdan dürüstçe işbirliği yapmalarını ve arkamızdan B, C ya da D planları uygulamaya çalışmamalarını bekliyoruz” diyerek uyarıyorsa, kim bilir perde arkasında neler oluyor?

 

Menbic’deki IŞİD’in diğer yerlerden farkı var

 

Ortadoğu’da IŞİD’le savaşılan 4 ayrı cephe var…

İlk sıraya Menbic’i koyalım. Sonra Rakka. Bu iki cephe Suriye’de.

Diğer cepheler Felluce ve Musul. Bunlar da Irak’ta.

ABD’nin en etkin olduğu cepheyse Menbic.

Neden öyle? Menbic’in ne ayrıcalığı var? Washington, Menbic’de niye bu kadar duyarlı?

Coğrafi açıdan “Suriye’nin ve bölgenin anahtarı” sayılıyor. Bu bir.

İkincisi, IŞİD’in Avrupa’ya açılan kapısı olarak niteleniyor.

Üçüncüsü, Türkiye’ye bir saat uzaklıkta ve stratejik konumu önemseniyor.

Ve de dördüncüsü, Kobani-Afrin kantonları arasındaki karayolu bağlantısının oluşturulması açısından kritik bir noktada bulunuyor.

Pentagon, Menbic’e yönelik operasyonu aralarında PYD/YPG’nin de olduğu Suriye Demokratik Güçleri’yle birlikte sürdürdüğünü belirtiyor.

Hatta ABD bu güce Arapların öncülük ettiğini de iddia ediyor.

Ne ki, Suriyeli muhaliflerin

(Esad karşıtlarının) ağırlıkta olduğu ve merkezi Londra’da bulunan “Suriye İnsan Hakları Gözlemevi”, Menbic operasyonunda SDG içindeki asıl unsuru YPG olarak açıklıyor. Yani ağırlık, PYD/YPG’de.

İlginçtir, diğer cephelerde direnen IŞİD, Menbic’den kaçıyor. Bir de bu durum var, insanın aklını karıştıran.

Felluce’de, Musul’da ya da Rakka’da olduğu gibi değil Menbic’deki IŞİD.

Kafa kesen acımasız militanlar pılısını pırtısını toplayıp Menbic’i terk ediyorlar. PYD/YPG’ye hoş geldiniz, diyorlar mı? Vallahi sürpriz olmaz…