Wikileaks’in sızdırdığı ABD eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın yazışmaları, Suriye’de 2011 yılından bu yana yaşanan savaşın gizlenen tüm gerçeklerini açığa çıkardı.

Bomba haberi, Yakın Doğu Haber patlattı.

Aslında habercilikte son zamanların en büyük bombası da diyebiliriz, söz konusu haber için.

Niçin? Çünkü 5 yıldır Suriye savaşı için atılan tüm nutuklar, yapılan tüm açıklamalar, övgüler, sövgüler güme gidiyor.

*

Geriye bir tek gerçek kalıyor. O gerçeği Hillary Clinton, yazışmalarda şöyle ifade ediyor:

“İran’ın büyüyen nükleer kapasitesine karşı mücadele veren İsrail’e yapılacak en iyi yardım, Esad’ı devirmek için Suriye halkına yardımcı olmaktır.”

Nasıl? Suriye liderinin bir tür idam fermanı gibi…

Yazışmalarda başka neler var? Birkaçını daha aktaralım:

“Esad devrilirse Suriye-İran tehlikeli ittifakı yok olur.”

“Esad’ın devrilmesi İsrail’in güvenliği için bir nimettir.”

“Esad’ın düşüncelerini ancak tehdit ya da güç kullanmak değiştirebilir.”

“Esad’ın düşmesi Şiiler ile Sünni çoğunluk arasında İran’ı da içine çekebilecek bir savaşı ateşleyebilir ki, İsrail’i yönetenlere göre bu durum İsrail ve Batılı müttefikleri için hiç de kötü bir şey değildir.”

*

Yıl 2016, aradan 5 yıl geçmiş. Esad ayakta ve görevinin başında.

Demek oluyor ki, ABD-İsrail’in planı tutmamış.

Rusya’nın savaşa katılacağına da hiç inanmamışlar. Kosova’da Sırplarla etnik ve politik ilişkiye karşın güç kullanmaktan kaçınan Rusya’nın Suriye’de de savaştan uzak kalacağını düşünmüşler.

*

Suriye krizinde gelinen aşamadan ve o ortamda gelişip büyüyen IŞİD teröründen anlaşılıyor ki, Hillary Clinton’ın tüm öngörüleri yanlış çıkmış.

Üç yıl, beş yıl sonra neler olabileceğini hiç kestirememiş, uzağı hiç görememiş.

Ama buna karşın ABD’nin dış politikasını yönetmiş.

Sonuç: ABD/İsrail ve müttefikleri Suriye’de yenilgiye uğradı.

Kazanan, Rusya, İran, Irak, Lübnan Hizbullah’ı ve Esad oldu.

*

Ve Hillary Clinton şimdi de Amerika’yı tek başına yönetmek için Demokratların başkan adayı olmaya çalışıyor…

 

AB karar vermeli: Sığınmacılar insan mı, değil mi?

 

Avrupa’da medyada ortaya atılan sorular:

Türkiye-AB anlaşması “Avrupa binasını” yıkılmaktan kurtaracak mı?

Yoksa “Avrupa’nın acizliğinin belgesi” mi olacak?

Yunanistan’da sığınmacıları topluca gözaltına alıp, birer suçlu gibi, Türkiye’ye sınır dışı edecekler.

AB’de sığınmacı hakları var, insan hakları sözleşmeleri var…

Ama anlaşılan sığınmacı denildiğinde yasaların, sözleşmelerin, hukukun hiçbir anlamı, hiçbir değeri yok.

Varsa yoksa sığınmacılar… Tek bir hedefleri var… Bir şekilde onlardan kurtulmak; onları Avrupa anakarasından Asya’ya göndermek…

Yuh olsun Almanya’ya, Fransa’ya, İngiltere’ye…

Suriyelerin yollara nasıl düştüklerini, yurtlarını yuvalarını niçin terk etmek zorunda kaldıklarını görmüyorlar mı?

Buna kendi politikalarının, Esad’ı devirme hayallerinin yol açtığını bilmiyorlar mı?

Sığınmacılar yurtlarına geri dönmeden bu krizin bitmeyeceğini düşünemiyorlar mı?

Bilmiyorlar ve düşünemiyorlarsa Wikileaks’in sızdırdığı Hillary Clinton’ın yazışmalarını okusunlar…