Pentagon’un “Obama Dönemi” raporuna göre Rusya’nın Suriye’deki askeri operasyonları 2015 yılının sonlarına doğru başlamıştı.
ABD o zamanlar öfkeliydi. 2014’te Kırım’ı ilhak eden Moskova’nın müdahalesinin Suriye krizini daha da içinden çıkılmaz bir hale getireceği ileri sürülüyordu.
Ne var ki zaman içinde ABD ve Rusya, Suriye’de teröristlere karşı ortak mücadelede anlaştı.
ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Suriye sorununu Rusya’nın yüklenmesinden memnundu. Bunu gizlemiyordu da.
“Suriye, Rusya’nın desteğinin ardından birçok bölgede ilerleme kaydetti ki, bunların arasında geçtiğimiz ay Halep’in kontrolünün yeniden sağlanması da var…” Bunu söyleyen Carter’dı.
Ve Ashton Carter, ABD’nin yeni seçilmiş Başkanı Donald Trump yönetimine Rusya’yla Suriye’de teröristlere karşı ortak mücadele ederek iç savaşı sona erdirmesini öneriyordu.
Demek oluyordu ki, Rusya’nın ve Suriye’nin başarısından ABD memnundu. Bunu da Savunma Bakanı’nın ağzından itiraf etmekte hiçbir sakınca görmüyordu.
Şimdi Rusya’nın, Suriye’deki askeri gücünü azaltmaya başladığı haberleri geliyor.
Ancak Moskova IŞİD, El Nusra ve Fetih El Şam gibi terör örgütleriyle mücadelenin devam edeceğinin altını çiziyor.
Washington’dan Astana için destek
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Suriye krizinin çözümü konusunda Rusya’yla rekabet içinde olmadıklarını belirterek Astana’da yapılacak barış görüşmelerine destek verdiklerini söyledi.
Bu önemli bir gelişme tabii… ABD’nin, zirvede yer almayacak olsa da, Rusya, Türkiye ve İran’ın Suriye’de barışa yönelik çabalarını desteklemesi moralleri yükseltiyor.
Obama yönetimi giderayak Suriye için iyi şeyler yapıyor.
Kerry’nin, BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la telefonla görüşerek başarı dileğinde bulunması…
Astana’da yapılacak görüşmelerle BM öncülüğünde Cenevre’de yürütülen görüşmelerin aynı hedefe ilerlediğini vurgulaması…
Gerçi çok geç kaldılar ama olsun! Yeter ki barış olsun…
Sığınmacı akını hızını kesti
AB Sınır Koruma Dairesi Frontex’in verilerine göre Balkanlar’a ve özellikle Yunanistan’a yönelen sığınmacı akınında ciddi bir azalma var.
Deutsche Welle’deki haberde, bunda AB’nin Türkiye’yle yaptığı sığınmacı anlaşmasının etkili olduğu öne sürülüyor.
Tabii söz konusu anlaşmanın payı olabilir; ancak Türkiye’nin Suriye politikasındaki “derin stratejik” değişikliği de unutmayalım. Onun etkisi belki daha da fazladır.
Hele Astana zirvesinde barış umutları çoğalırsa AB, sığınmacı akınında daha keskin düşüşleri de görebilir.
Suriye hükümeti temsilcileriyle muhalefet liderlerinin de katılacağı zirve 23 Ocak’ta Kazakistan’ın başkenti Astana’da toplanacak. Barış görüşmelerinin yapılacağı zirvenin 3 garantör ülkesi bulunuyor: Türkiye, İran ve Rusya.
Umalım da ateşkes süreci kalıcı bir barışla sonuçlansın…