ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, son günlerde, yakaladığı her fırsatta Rusya’yı, Çin’i, İran’ı, hatta Irak’ı, Suriye’yi ve Lübnan’ı topa tutuyor. Ama öyle böyle değil. Örneğin, hepsini IŞİD’le aynı kategoride değerlendiriyor. Diyor ki, “Rusya, Çin ya da diğerleriyle IŞİD arasında hiçbir fark yoktur.”

İlginç olansa, Moskova ve Pekin’in Carter’a yanıt vermemesi… İki başkent de, ABD Savunma Bakanı’nın açıklamalarını duymamış gibi yapıyor.

Niye? Aralarında gizli bir ittifak var da, belli olmasın mı istiyorlar? Ya da üzeri örtülmüş bir soğuk savaş mı yaşanıyor?

*

Ashton Carter, düşman cephesi saydığı rakiplerine sözlü saldırılarını sürdürürken ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ise saygıyı, nezaketi ve diplomasi dilini hiç bırakmıyor.

Carter ve Kerry arasında, eğer oyun oynanmıyorsa, ABD’nin rakiplerine bakıştaki taban tabana zıt duruşun nedeni ne olabilir ki?

Savunma Bakanı ayarı kaçırıyor, Dışişleri Bakanı toparlamaya çalışıyor.

Ancak, en son İran’a yönelik sözleriyle Carter bardağı taşırdı. ABD Savunma Bakanı, Arap ülkelerini İran’ın bölgedeki askeri varlığına karşı savaşmaya çağırdı.

Tabii Tahran, Moskova ve Pekin gibi suskun kalmadı, yanıtı yapıştırdı: “Sözlerine dikkat et!”

*

Ortadoğu’da kartların yeniden karıldığını söyleyebiliriz.

İşaretler çoğaldı çünkü.

ABD Savunma Bakanı Carter’ı, absürd açıklamalar yapmaya zorlayan da galiba çoğalan işaretler…

Örneğin, Rusya ve İran arasında imzalanan füze anlaşması…

Anlaşmaya göre Rusya S-300 füze savunma sistemleri satacak İran’a. Sevkıyatın yıl sonuna kadar gerçekleştirilmesi bekleniyor.

S-300’ler, bilindiği gibi İsrail’in korkulu rüyası.

*

Karşılıksız kalmadı tabii Rusya-İran füze anlaşması; İsrail de, ABD’den 10 yıl süresince 50 milyar dolarlık silah yardımı talep etti.

Başbakan Benyamin Netanyahu, hiç zaman yitirmeden Washington’a uçtu ve Başkan Barack Obama’yla görüştü.

Netanyahu’nun Beyaz Saray’da Obama’ya sunduğu silah listesinde F-15 savaş uçakları, V-22 Osprey hava aracı, askeri helikopterler, hava savunma sistemleri bulunuyor.

*

Netanyahu, Başkan Obama’yı hiç sevmiyor ve saymıyor. Kendisi değil ama çevresi Obama’yı “Yahudi düşmanı” ilan edecek kadar da ileri gidiyor.

Obama da İsrail Başbakanı’ndan uzak duruyor, ABD’nin bölgedeki politikalarına müdahale etmeye kalkışmasına öfke duyuyor.

Ne var ki, Rusya’nın atak politikaları, Suriye’deki başarısı ve bölgede artan etkisi Obama ve Netanyahu’yu araları kötü olsa da bir araya getirdi.

*

Evet kartlar yeniden karılıyor…

ABD ve önderlik ettiği koalisyon, müttefik olarak gördüğü en küçük grupları bile silahlandırmak istiyor.

Şimdilik görünürde IŞİD var. Yarın öbür gün düşman değişebilir. Onun için ittifakta kim varsa silahlandırılıp hazır hale getirilmeli olası savaşlar için.

*

İyi de bunu gizli saklı yapmanın nedeni ne?

İşte, yakalandılar. Türkiye ve Kuveyt’ten havalanan silah yüklü Kanada ve İsveç uçakları Irak’ın başkenti Bağdat’ta yakayı ele verdi.

Erbil’e gideceği söylenen uçaklardan Irak hükümetinin haberi yoktu. Ama Erbil’in de haberi yoktu.

Barzani’nin Peşmerge Bakanlığı Genel Sekreteri Cebbar Yaver, “Silah yüklü uçaklarla ilgimiz yok” diyordu.

*

Peki, o zaman, iki uçak dolusu, susturucu takılı silahlar kimlere gidiyordu?

Yanıt yok!

Iraklı yetkililer susturucu takılmış silahların IŞİD’e karşı savaşta kullanılmasının mümkün olmadığına dikkati çektiklerine göre yukarıdaki sorunun yanıtı daha da önem kazanmış oluyor.