Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in üslubunu yumuşatarak “Türkiye’yle ilişkileri düzeltmek istiyoruz ama girişim Ankara’dan gelmeli” sözleri umut vericiydi.

Türk hükümetinden ilk değerlendirme Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan geldi.

Çavuşoğlu, “Türkiye de ilişkileri düzeltmek istiyor ama gerekli adımları atabilmek için ortak bir çalışma grubu oluşturalım. Hangi adımların atılacağı konusunda o grupta fikir üretilsin” önerisinde bulundu.

Ne var ki, Putin’in istediği bu değildi.

Rus lider Ankara’dan özür ve tazminat istiyordu. İlişkilerin düzeltilmesi için beklediği adımlar bunlardı.

Nitekim Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Çavuşoğlu’nun açıklamasına karşılık verirken gayet net bir ifade kullandı:

“Bu tür bir çalışma grubunun kurulmasının Moskova ile ilişkilerin normalleştirilmesine hiçbir etkisi olmaz. İlişkilerin düzeltilmesine yardım edebilecek tek kişi Türkiye lideridir.”

İyi de, 24 Kasım 2015’te Rus savaş uçağının düşürülmesiyle başlayan gerginlik döneminde Moskova, ne zaman bu konudaki taleplerini dile getirse Ankara da hep aynı yanıtı veriyordu:

“Özür dilemeyiz, tazminat ödemeyiz, çünkü hatalı olan biz değiliz.”

Tabii bu durum böyle süremez. İki tarafın da ulusal onuru korunarak ortak bir noktada buluşulması şart…

Bir yanda ekonomik çıkarlar, diğer yanda nükleer santral ve Türk Akımı gibi mega projeler ve bölge politikaları…

Rakip olunan alanlar ve sorunlar var tabii… Ama iki tarafın ulusal çıkarları “ortaklığı” dayatıyor.

Yoksa Putin neden üslubunu yumuşatsın ki…

Yeniden yakınlaşma, yeniden işbirliği mutlaka olacak.

Olacak da, biraz sancılı olacak.

 

“1915” Alman parlamentosunda

 

Alman Federal Meclisi’nde, 1915 olaylarını soykırım olarak kabul eden karar tasarısı, 2 Haziran Perşembe günü oylanacak.

Beklenti tasarının onaylanması yönünde…

Hıristiyan Birlik partileri, Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller tarafından meclise getirilen ortak tasarıda o dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nun müttefiki olan Alman İmparatorluğu’nun sorumluluğuna da dikkat çekiliyor.

Mecliste, kamuoyunda, medyada “1915 olayları soykırımı mı, değil mi?”, “Karar vermek meclisin işi mi?”, “Almanya çifte standart mı uyguluyor” gibi sorular gündeme geliyor ve tartışma bitmek bilmiyor.

Hükümet kanadında da kafaların karışık olduğu görülüyor. Örneğin, Dışişleri Bakanı, SPD’li Frank Walter-Steinmeier, tasarıyla ilgili olarak endişeli olduğunu belirtiyor.

Yine SPD Devlet Bakanı Aydan Özoğuz tasarının onaylanmasının yanlış olacağını savunuyor.

Yeşiller Eşbaşkanı Cem Özdemir’se tasarının lehinde tavır alıyor.

Ama öte yandan insanlık tarihinde Alman parlamentosunun gündeme almadığı birçok soykırım yaşandığına değinenler de bulunuyor. Örnekse Fransız sömürgeciliği…

Fransa’nın sömürgecilik geçmişiyle parlamentonun niçin ilgilenmediğini soranlar da var. (Kaynak: DW)