Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Belgrad’da buluşmaları ve masaya oturmaları elbette iyi bir gelişmeydi.
Gerçi iki taraf da geri adım atmadı ama uçağın düşürülmesinden sonra yapılan ilk görüşmeydi ve bu açıdan önemliydi.
Lavrov, “Çavuşoğlu ile onun ısrarı üzerine bir araya geldik. Kendisinden yeni bir şey duymadık” dese de, her iki taraf açısından masaya oturmanın yine de bir önemi vardı.
Sürpriz gelişmeyse Türkiye’nin Suriye ve Irak sınırlarının kapatılması konusunda Rusya’nın yaptığı girişim oldu.
Rusya, özellikle Türkiye-Suriye sınırının, Suriye’nin kuzeyinden (İkinci bir sınır gibi) kapatılmasını ve uluslararası denetim altına alınmasını öneriyordu.
Öneriyi ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’yle de görüştüğünü belirten Rus Dışişleri Bakanı, IŞİD’le mücadele bakımından bunun gerekli olduğunu savundu.
Lavrov, bu konuda henüz net bir eylem planı olmadığını ifade ederken “Kürtler, IŞİD ile mücadelede olduğu gibi sınırın kapatılması konusunda da müttefikimiz durumundadır” dedi.
Rusya Dışişleri Bakanı’nın sözlerinde başka ayrıntı yok.
Ama anlaşılmayacak bir şey de yok. Amaç Ankara’yı rahatsız etmek…
ABD’den Suriye politikasında keskin değişim
Suriye politikasında, Avrupa’dan sonra U dönüşü yapma sırası ABD’ye geldi. Dışişleri Bakanı John Kerry, IŞİD’e karşı muhaliflerin Esad yönetimiyle işbirliği yapabileceğini söyledi.
Amerika’nın Sesi, Kerry’nin Atina’da yaptığı açıklamayı, “ABD’nin Suriye politikasında gelişen keskin değişimin işareti” olarak yorumladı.
ABD, krizin başından bu yana (2011) Suriye’de çatışmaların sona ermesi ve siyasi bir çözümün olması için Beşar Esad’ın gitmesini birinci şart olarak ileri sürüyordu. Müttefiklerini de yanına alan Washington, bu politika nedeniyle terörü bile destekledi.
IŞİD’i doğuran, büyüten ve bugünkü durumuna getiren ortam böyle oluştu.
Kerry’nin verdiği keskin değişimin işaretiyle ABD bu yolun yanlışlığını, aradan 4 yıl geçtikten sonra şimdi kabul etmiş oluyor.
Bu arada Kerry’nin U dönüşünü Atina’dan ilan etmesi de anlamlı tabii.
Washington, sığınmacı akınının özelde Yunanistan’ı, genelde Avrupa’yı ne hale getirdiğini izledikçe kendi Suriye politikasının ne kadar berbat bir politika olduğunu gördü.
İyi de, Basra harap olduktan sonra gördü.
Bakalım, ağır bedelleri kimlere, nasıl ödetecekler?