Darbe girişimi gecesinden akılda kalanların arasında Başbakan Binali Yıldırım’ın ABD’ye çektiği “rest”, ilk sıralarda yer aldı.

Yıldırım, girişimin arkasında Fethullah Gülen’in olduğunu belirterek, onu koruyup kollayacak olan ülkenin Türkiye’nin dostu olamayacağını söyledi.

Başbakan “ABD” dememişti ama herkes gönderinin gideceği adresin neresi olduğunu biliyordu.

Çünkü iktidar birçok kez ABD’de yaşayan Gülen’in iadesini talep etmiş ama her defasında “ret” yanıtı almıştı.

Ne var ki, şimdi Washington köşeye sıkışmış görünüyor.

El Cezire’deki habere göre ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Türkiye’deki soruşturmaya yardımcı olacaklarını bildirdi.

Kerry Ankara’ya, “Gülen’in darbe girişimiyle bağlantısı olduğuna ilişkin kanıtları Washington’a ulaştırması” çağrısı yaptı.

İddia şöyle: ABD bu kez Gülen’i Türkiye’ye iade edebilir. Edebilir çünkü yarardan çok zarar vermeye başlamış durumda.

Başbakan Yıldırım, “Yaşanan olaydan sonra çete liderinin arkasında duracak ülke göremiyorum” şeklindeki sözleri boşuna söylemiyor.

Eğer ABD, Başkan Barack Obama ve Dışişleri Bakanı John Kerry’nin söyledikleri şu sözlerin arkasında duracaksa, Gülen’i iade eder: “Türkiye’de demokratik yoldan seçilmiş sivil hükümete ve demokratik kurumlara kesin desteğimizi vurguluyoruz.”

Eh, haydi öyleyse…

 

 

Rus uçağı Erdoğan’dan habersiz mi düşürüldü?

 

Türkiye’deki darbe girişimi Rusya’da, “Uçağımızı darbeciler düşürmüş olabilir” yorumlarına yol açtı.

Rusya’nın Ortadoğu uzmanlarından Nadana Fridrihson, darbe girişiminde savaş uçaklarının da kullanıldığına dikkati çekerek, 24 Kasım’da Rus savaş uçağının [Cumhurbaşkanı] Erdoğan’dan habersiz düşürülmüş olabileceğini söyledi.

Rusya’nın Güney Kafkasya uzmanı Andrey Yepifantsev de, Rus uçağını düşüren pilotun darbeciler arasından çıkabileceğini ileri sürdü.

Ortadoğu uzmanı, gazeteci Maksim Şevçenko ise darbe girişiminin ABD’de tezgâhlandığını iddia etti.

Rus gazeteciye göre Erdoğan yüzünü Batı’dan Doğu’ya çevirerek Rusya, Çin ve İran’la yakınlaşmaya çabalıyordu.