Dış politikada ramazan ayının son gününe damgasını vuran başlıktaki bu soru oldu.
Soru, şaşırtıcıydı… NATO üyesi olan Türkiye İncirlik Üssü’ne kendi kararıyla Rusya’yı davet edebilir miydi? Üssü, Rus uçaklarının kullanımına açabilir miydi?
Üstelik İncirlik şu anda ABD, İngiltere, Almanya, Suudi Arabistan ve Katar hava güçleri tarafından kullanılırken… Böyle bir şey mümkün müydü?
*
Bomba haberi patlatan Yeni Şafak gazetesi oldu.
Gazete, Soçi’den dönen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, ayağının tozuyla çıktığı TRT’deki açıklamasını almış ve herkesi şaşırtan haberi, “İncirlik sürprizi” manşetiyle okuruna sunmuştu. Çavuşoğlu şöyle diyordu:
“DEAŞ [IŞİD] terör örgütüne karşı biz herkesle işbirliği yaparız. Başından beri biz mücadelemizi yapıyoruz ve DEAŞ’a karşı aktif mücadeleye katılmak isteyenlere de, biliyorsunuz, İncirlik Hava Üssü’müzü açtık. Rusya’yla da aynı işbirliğini niye yapmayalım?”
*
Moskova, önce, ne diyeceğini bilemedi.
Ama öyle anlaşılıyordu ki, bu konuda, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov arasında bir görüşme geçmişti.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’un “İncirlik Üssü’nün Rusya’ya açılması konusunda Türkiye’yle resmi görüşme henüz yapılmadı” şeklindeki sözleri, gayri resmi görüşmenin yapıldığını doğrular gibiydi.
Peskov, bir eklemeyle de, “İlgili organlarımız bunu siyasi ve askeri açıdan analiz edecektir” diyerek iddiaya biraz daha doğruluk payı katıyordu.
*
Saatler ilerledikçe haberin akışı ve yayılma hızı artıyordu.
Bu durumda, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu frene basma ihtiyacı duymuş olmalıydı ki, şöyle bir düzeltme geldi:
“Benim İncirlik Üssü’ye ilgili (Rusya’ya açılması konusu) böyle bir ifadem olmadı. Herkesle işbirliği yapabiliriz, dedik. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın Putin’e, daha önceki dönemlerde de, endişeniz DAEŞ’sa gelin birlikte mücadele edelim sözünü hatırlattık…”
Çavuşoğlu’nun, daha çok taktik nitelikli bir açıklamayı andıran bu sözleri, “İncirlik Rusya’ya mı açılıyor?” şeklindeki başlıkların yarattığı etkiyi ve endişeyi gideremedi.
*
Nitekim, PYD’nin liderlerinden Salih Müslim’in Lübnan’da yayınlanan El-Hayat gazetesine yaptığı açıklama gündeme giriverdi. Müslim, Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin 3 ayrı askeri üssü bulunduğunu duyurdu.
Açıklama şöyleydi:
“Batı Kürdistan’da 3 ABD üssü var. ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyona ve Washington’ın desteğine güveniyoruz. Dış dünya ile diplomatik ilişkilerin geliştirilmesinin önünü açan ve Kürtlere ait ayrı bir bayrak kabulü de dahil olmak üzere 85 maddeden oluşan bir federal anayasa taslağı hazırlıyoruz.”
*
PYD liderinin açıklamasını yorumlamak gerekirse söylenecek iki şey var: Birincisi, ABD ve koalisyon için İncirlik olmazsa Kuzey Suriye’de 3 üs hazır durumda, diyorlar.
İkincisi de, “Ey Türkiye, Rusya’yla ilişkilerin normalleşse de, arkamızda Washington olduğu sürece Rojava federasyonundan vazgeçmeyeceğiz ve kantonları birleştireceğiz” restini çekiyorlar.
*
Suriye, BM tarafından ulusal egemenliği ve toprak bütünlüğü tanınan ve savunulan bir ülke… Ama gelin görün ki, kuzeyi bölünmüş sayılıyor ve ABD tarafından 3 askeri üs kuruluyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, bir biçimde de olsa, İncirlik Üssü konusunu gündeme getirmesi galiba hiç fena olmadı…
Bayramınızı en iyi dileklerimle kutluyorum.