Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ABD’deki son gününde, Türk-Amerikan ilişkilerinin zor bir dönemden geçtiğini ve iki ülkenin bazı konularda ciddi görüş ayrılığı içinde olduğunu söyledi.

Tabii bazı konulardan kasıt iki önemli sorun… Türkiye-ABD ilişkilerinde gerilime yol açan sorunlar…

Cumhurbaşkanı, Türken Vakfı’nın New York’ta onuruna düzenlediği yemekteki konuşmada ilkin “Fethullah Gülen’in iadesi” sorunu üzerinde durdu.

İkinci sıradaki sorunsa Suriye’deki PYD ve YPG’nin Amerikan yönetimince desteklenmesiydi.

Bu iki konu bir süredir tartışılıyor, ve gündemden hiç düşmüyor.

***

Fethullah Gülen konusunda, şimdilik, Ankara’nın yapabileceği pek bir şey yok gibi görünüyor.

ABD “Gülen’i iade ederim ya da etmem” şeklindeki bir tartışmaya girmiyor. Sadece uzatıyor da uzatıyor… Yani zamana yayıyor.

Ama PYD/YPG sorunu öyle değil.

IŞİD’e karşı savaşması için ABD silah gönderiyor, eğitim veriyor vs. Bunu da gizlemiyor. Savunma Bakanı Ashton Carter açık açık söylüyor: “Onların Rakka’ya doğru ilerlemesine yardımcı olacak ne gerekiyorsa, desteklerim.”

Genelkurmay Başkanı Joe Dunford da “Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) sahadaki en etkili müttefikleri olduğunu” belirtiyor.

***

Ne var ki, Türkiye de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türken Vakfı’nda yaptığı açıklamayla ABD’nin PYD/YPG desteğine karşılık veriyor. Açıklama, Amerika’nın Sesi’ndeki içeriğiyle aynen şöyle:

“Biz Suriye’nin kuzeyinde bir terör bandının oluşturulmasına müsaade etmeyeceğiz. Şu anda attığımız adım, batıda Azaz ve Fırat arasındaki o koridoru bir terör koridoru olmaktan çıkarıp, bir barış koridoru haline getirmektir. Bugüne kadar yaklaşık 900 kilometrekarelik bir alanı IŞİD ve PYD terör örgütlerinden temizleyerek Suriye halkı için güvenli hale getirdik. Şimdi El-Bab’a doğru operasyon genişliyor.”

“Acaba niye PYD ile YPG’yi destekliyorlar. Biz, tabii Amerikan yönetiminin hep PYD ve YPG’yi desteklemesini anlamakta zorlanıyoruz.”

“Bu durum, bölgede çok uzun yıllar sancılı ve kanlı bir dönemin altyapısının kurulmaya çalışıldığına işaret ediyor. Tabii biz güney sınırımız boyunca hangi örgüt tarafından olursa olsun bir terör koridorunun oluşturulmasına asla rıza göstermeyeceğiz. Hem kendi güvenliğimiz hem de Türkmen, Arap, Kürt, hangi etnik gruba mensup olursa olsun tüm kardeşlerimizin huzuru için buna müsaade etmeyeceğiz.”

***

ABD, Ortadoğu geneli ve Suriye özeli açısından ulusal çıkarlarının hesabını PYD/YPG’ye göre yapmış da Türkiye’yi de bu politikaya razı etmeye çalışıyor gibi görünüyor.

Türkiye ise çeyrek yüzyıl önce Irak politikasında tuzağa düşürüldüğü için aynı hatayı tekrarlamak istemiyor. ABD’ye, “Suriye’nin kuzeyinde IŞİD’i temizlemek mi istiyorsun, gel beraber yapalım” diyor.

***

İki taraf da kendi politikalarında kararlı ve ısrarlı…

Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’de açıklıyor, Washington’ın PYD ve YPG için Kobani’ye üç gün önce iki uçak dolusu silah gönderdiğini duyuruyor.

Eh, bu durumda da sanki söz bitmiş oluyor…