Washington’ın “her iki tarafı da idare etme politikası” Ankara-Bağdat anlaşmazlığında işe yaramadı.
Şöyle ki, ABD Savunma Bakanı Ashton Carter Ankara’dan ayrılmadan önce yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Musul operasyonuna katılması konusunda Irak’la prensipte anlaşmaya varıldığını bildirmişti.
Sonra Carter Bağdat’a geçti ve Irak Başbakanı Haydar el İbadi’yle bir görüşme yaptı. Beklenti oydu ki, Carter burada da, benzer bir açıklamayla işlerin yolunda gittiğini duyuracaktı.
*
Ne var ki öyle olmadı. Irak Başbakanı İbadi “Türklerin Musul operasyonuna katılmak istediğini biliyoruz. Kendilerine teşekkür ederiz ama bu Iraklıların üstesinden gelebileceği bir durumdur. Iraklılar Musul’u ve kalan diğer toprakları kurtaracaktır” dedi.
Ya Carter? Carter bir şey demedi. Diyemedi.
Konuyla ilgili yorumlarda Irak Başbakanı’nın ABD Savunma Bakanı’na direnç gösterdiği ileri sürüldü.
Anlaşılan ABD Musul’da IŞİD’e karşı düzenlenen operasyonlara Türkiye’nin de katılmasını istiyordu.
*
Washington, “Irak’taki tüm uluslararası güçlerin (Türkiye de dahil) Irak hükümetinin izni ve koordinasyonuyla orada bulunması gerektiğini” söylüyordu ama diğer yandan da “Musul yakınlarındaki varlıklarıyla Türklerin bu prensibe uymadıkları endişesine yol açacak bir hareket görmediklerini” ekliyordu.
Ancak, Beyaz Saray Sözcüsü, bu durumu izlemeyi sürdüreceklerini ve Savunma Bakanı Carter’ın Ankara’yla temasta kalacağını bildirdi. Demek ki, Washington İbadi’nin direncini kırıncaya kadar uğraşacaktı.
*
Bu temasın kapsamında ayrıca Suriye de vardı.
Carter, Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki gelişmelerle ilgilenmesinin normal olduğunu, sınır güvenliğini sağlamak için önlem almasını desteklediklerini belirterek “Türkiye’nin DEAŞ’a karşı icra edilecek operasyonlara katılmasını istiyoruz” diyordu.
ABD’nin hem Irak’ta hem Suriye’de IŞİD’le mücadeleye Türkiye’nin katılımı konusundaki ısrarı önemliydi.
*
Lafı dolandırmanın gereği kalmamıştı artık. Pentagon açıkça Türk askerinin IŞİD’le mücadelede sahada olmasını istiyordu.
Gerçi başından beri istiyordu da, uygun koşulların oluşmasını mı bekliyordu, neydi?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü İnegöl konuşmasındaki sözleri de planın son aşamaya geldiğinin işareti gibiydi:
“Koalisyon güçleri, eğer beraber hareket etmeye hazır olurlarsa Rakka’da da DEAŞ’a karşı gereğini yapacağız. Ama PYD’yle veya YPG’yle beraber değil. Amerika ve koalisyon güçleriyle beraber… Terör örgütlerini yanımıza almayacağız!”