Almanya’da Müslümanlar Merkez Konseyi’nin, İslam karşıtı sağcı parti AfD’yle (Alternatif Partisi) diyalog arayışı başarısızlıkla sonuçlandı.
AfD lideri Frauke Petry, AMMK Başkanı Aiman Mazyek’ten gelen görüşme önerisini kabul etti ama söz düellosunda masayı deviren de kendisi oldu.
Petry, dünkü buluşmada daha önce de gerilime yol açan açıklamalarını tekrarlamanın ötesinde yeni bir şey söylemedi.
Tekrarladığı ifadelerse şöyleydi:
“Başörtüsüyle sorunum var. [Almanya’da] birçok Müslüman kadın başörtüsünü reddediyor. İslam dinini yaşayabilmek açısından ne ezan sesi, ne minare, ne de kadınların çarşafa bürünmesi gerekir.”
“İslam Almanya’ya ait değildir. İyi uyum sağlamış, dinini kendi özelinde ve barışçıl bir şekilde yaşayan Müslümanlar Almanya’ya aittir. Ancak camilerde birçok imam Suudi Arabistan’a özgü daha radikal bir İslam’ı vaaz ediyor.”
“İslam Almanya’ya ait değildir” sözünü parti programına da taşıyan AfD lideri minare, ezan ve çarşaf yasağıyla birlikte Müslüman cemaatlerin yurtdışından mali destek almalarının engellenmesini de talep ediyordu.
Frauke Petry, masayı devirip salondan çıktıktan sonra da, “dediğim dedik” tavrını sürdürdü. Gazetecilere yaptığı açıklamada “Görüşmeyi bitiren taraf biziz. Nesnel bir diyalog mümkün görünmüyor. Aynı göz hizasında buluşamıyoruz” şeklindeki sözlerle AMMK’nın pozitif yaklaşımını karşılıksız bıraktığını da doğrulamış oldu.
Peki, AMMK ne yanıt verdi?
Başkan Mazyek, Hitler’in iktidarda olduğu döneme göndermede bulunarak “AfD bizlere Alman tarihinin en karanlık yanını hatırlatıyor. Nasyonel Sosyalist İşçi Partisi NSDAP’den sonra bir dine karşı tümden ayrımcılık yapan ilk parti AfD olmuştur” dedi.
AfD nasıl bir parti?
Alman medyası “sağ popülist” parti olarak niteliyor AfD’yi.
Bu tanımlama, söz konusu partinin eylemini ve söylemini açıklamaya ve anlamaya yetiyor mu? Yoksa çok masum mu kalıyor?
Gerçekte AfD basbayağı faşist bir parti. Ama Almanların “faşist” demeye dili varmıyor. Belki de o uğursuz sözcük, belleklerindeki Nazizm dönemini canlandırarak toplumsal havayı bozuyor.
Pegida hareketi de faşist bir örgütlenme ama onu da “sağ popülist” diyerek geçiştiriyor Berlin.
Örneğin, Cumhurbaşkanı Joachim Gauck “Mülteci karşıtı sağ popülist Pegida hareketi” olarak tanımlıyor söz konusu örgütü.
Ne var ki, basbayağı faşist bir partiyi ve faşizan eğilimleri “sağ popülizm” diyerek geçiştirmek bugüne kadar kimseye yarar getirmedi.
Bunu da en iyi bilenlerin Almanlar olduğunu söylemeye gerek var mı?
Yeşillerin tepkisi
Alman Yeşiller Partisi’nin Din İşleri Sözcüsü Volker Beck, AfD liderinin tutumunu eleştirirken, “Frauke Petry’nin İslam karşıtı tavrıyla toplumsal huzuru zehirlediğini” savundu.
Volker Beck, “AfD’nin anayasa ve din özgürlüğüyle sorunu olduğunu” belirterek, “Din özgürlüğünün Yahudi, Hıristiyan, Müslüman, ateist ve diğerleri olmak üzere herkesi eşit derecede kapsadığını” ifade etti.