Engin Özpınar
Engin Özpınar
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

ABD’nin duası: Rakka’yı Kürtler almalı!

Suriye ordusunun IŞİD’le mücadelede elde ettiği başarılar ABD’nin canını sıkmışa benziyor.

Özellikle Rusya’nın hava desteğinde antik kent Palmira’nın IŞİD’in elinden kurtarılması ABD açısından istenmeyen bir sonuç oldu.

ABD öncülüğündeki koalisyonun sözcüsü Albay Steve Warren, Palmira’nın arkasından Rakka’nın da Suriye ordusunca ele geçirilmesinden endişe ediyor.

Warren, Rakka’nın Suriye rejimi yerine YPG tarafından alınmasını tercih edeceklerini açıkça belirtirken şöyle konuşuyor:

“Suriye Demokratik Güçleri Rakka ve Deyr ez Zor’u yeniden ele geçirecek en iyi güç. Desteklediğimiz ve desteklemeye devam edeceğimiz ılımlı Suriyeli muhalif güçlerin o kentlere girecek en uygun güç olduğuna inanıyoruz. Çünkü bizim de katıldığımız hedefleri var. Bu hedefler barışın hüküm sürdüğü zengin bir Suriye’dir.”

İyi de yarın öbür gün Suriye ordusu, Rus uçaklarının hava desteğiyle Rakka’yı da kurtarmaya kalkarsa ABD ile Demokratik Güçler IŞİD’e mi yardım edecekler?

Böyle mantık olur mu? Esad zalim bir diktatör, IŞİD daha iyidir mi, diyor?

Amerikalı albayın kafası hiç mi çalışmıyor?

 

Panama belgelerinden küresel kaosa

 

Panama belgelerinde herkes var, bir tek ABD yok. İlginç! Ama ilginçlik bu kadar değil. ABD’nin ne kadar müttefiki varsa hepsi topun ağzında. Buna İngiltere ve Suudi Arabistan örneklerini vermek yeter.

Ama asıl hedefin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin olduğu çok açık. Doğrudan değilse de, yakın çevresinden dolanıyorlar.

Kremlin’de de yanıt hazır tabii: CIA’nın işi!

Putin’in sözcüsü Dmitriy Peskov, Panama belgelerini inceleyen gazetecilerin arasında başta CIA olmak üzere ABD gizli servislerinin eski çalışanlarının bulunduğunu ileri sürüyor.

Eğer doğruluk payı varsa şu iddia da çok ilginç: Listede Putin’in adı yok!

Ama buna karşın yolsuzlukla suçlanıyor.

Panama belgeleriyle sadece liderler ve şirketler hedef alınmadı, anlaşılan. Avrupa’da, Asya’da ve Ortadoğu’da var olan dengeler de sarsılacak ve de   küresel bir kaos yaşanacakmış gibi görünüyor.

 

İspanya’da Siesta tartışması

 

Çalışma günlerinde, örneğin, Almanlar sabahın 6’sında kalkıyor, kahvaltısını yapıp işine gidiyor. Öğle tatili 45 dakika. Akşama doğru işten çıkış, sonra da yemek… Ve fazla geç kalmadan yatağa giriş.

Ama Akdeniz ülkelerinde, yani İspanya, İtalya ve Yunanistan’daki çalışma günleri düzeni, keyifli bir yaşam sürmek üzerine kurulu.

Akış şöyle: Sabah 9’da işbaşı, 13’te paydos ve 17’ye kadar “Siesta arası”. 3 saat boyunca işyerleri kapalı ve sokaktaki turistlerin dışında herkes uykuda.

Yaşam 17’de yeniden canlanıyor ve çalışma saati 20.00’de sona eriyor. Akşam yemeği de 22.00’de yeniyor. Arkasından eğlenceli uzun bir gece…

Bugüne değin İspanyollar, Siesta arasını hep savundular, ödün vermeye hiç yanaşmadılar.

Ama şimdi, geçici olarak görevi sürdüren Başbakan Mariano Rajoy, Siesta arasının kaldırılması ve çalışma saatlerinin AB standartlarıyla uyumlu hale getirilmesi için bir çalışma başlattı.

Bakalım İspanyollar yaşam tarzlarını köklü bir şekilde değişikliğe uğratacak Siesta’sız çalışma düzenine razı olacaklar mı?

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X