Viyana’daki dörtlü Suriye zirvesi İran ve Mısır’ın da davet edilmesiyle altılı hale geldi.
Yarın yeniden toplanacak olan zirvede ABD, Rusya, Türkiye ve Suudi Arabistan’la birlikte İran ile Mısır da yer alacak.
Suudi Arabistan ve Türkiye’nin itirazlarına karşın, kararı Rusya ve ABD verdi.
Riyad İran’ın, Ankara da Mısır’ın zirveye davet edilmesine karşı çıkmıştı.
*
Henüz, iki başkentten de, konuyla ilgili bir ses yok.
Ne ki, Türkiye’yi ayırmak gerek çünkü Mısır’la ilişkiler limoni olmasına karşın, düşmanlık söz konusu değil.
Oysa Suudilerin İran’la ilgili duruşları çok farklı, düşmanlık düzeyinde…
O nedenle Ruhani hükümetinin Viyana toplantılarına davet edilmesinin Suudi Arabistan’ın yenilgisi anlamına geldiği söylenebilir.
*
Şu da var: Zirvede dengeler değişiyor…
İran ve Mısır’ın katılımıyla Rusya’nın eli daha da güçlenmiş oluyor.
“Esad kalsın mı, gitsin mi?” tartışmasında şu anda 3-2’lik üstünlük söz konusu.
“Esad kalsın” diyen Rusya, İran ve Mısır bir yanda, “Esad gitsin” diyen Türkiye ve Suudi Arabistan diğer yanda…
ABD mi? Washington pragmatist bir tavır içinde; “Esad gitsin” diye artık ısrar etmiyor: Esad gitse iyi olur da, gitmediği takdirde, onun varlığından da yararlanmanın yolları bulunur.
*
Suudi Arabistan gibi zirvenin bir başka mağlubu da, Fransa!
Dünyada “Esad gitsin” diyenlerin başını çeken Fransa, Viyana zirvesine davet edilmedi.
Yani, Suriye krizine çözüm arayan Rusya ve ABD, Fransa’yı önemli bir aktör yerine koymadı.
Rusya’yı anlamak mümkün de, ABD’nin bunu niçin yaptığının açıklaması yok.
*
Rusya için “Mistral’in intikamını almak istedi” denebilir.
Anımsayalım: Moskova, iki adet savaş gemisi Mistral siparişi vermişti Fransa’ya. Üstelik ödemesini de yapmıştı.
Ne var ki Fransa, yapımı tamamlanan gemileri teslim etmedi. Gerekçe, Ukrayna kriziydi.
AB ve ABD, olasıdır ki, Elize Sarayı’na satıştan vazgeçmesi konusunda baskı yapmışlardı.
Şimdi ABD, Rusya’yla beraber…
Fransa pişman mı?
Viyana zirvesine alternatif olsun diye Paris’te, Rusya’sız bir “Suriye” toplantısı düzenledi Cumhurbaşkanı Hollande.
Almanya, İtalya, İngiltere, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Ürdün ve Türkiye dışişleri bakanları ve temsilcileri katıldılar toplantıya.
ABD de davet edilmişti. Ancak Dışişleri Bakanı John Kerry Paris’e gitmedi; yerine, yardımcısı Anthony Blinken’i gönderdi.
Çoğunluk “Esad gitsin” diyenlerden oluşuyordu.
Ama Washington, “Viyana zirvesi düzenlenirken, buna ne gerek vardı?” der gibiydi.
*
Tabii şu bir gerçek ki ABD, İngiltere ve Almanya gibi Fransa da oyunu ikili oynayanlardandı.
Rusya davet etmedi, ettirmedi diye bir yandan alternatif toplantı düzenliyor, “Esad gitmelidir” diye bağırıyor, diğer yandan da Esad’la temas kuruyordu.
Muhalefetteki merkez sağ milletvekillerinden Jean-Frederic Poisson başkanlığındaki bir parlamento heyeti çoktan Şam’a ulaşmıştı.
Amerika’nın Sesi’ndeki habere göre, Fransız milletvekili Poisson Şam’da yaptığı açıklamada, “Suriye’de çözüm Esad’la diyalogdan geçer. Ve de Suriye’yi kimin yöneteceğine yabancı ülkeler değil, Suriyeliler karar verir” diyordu.