Donald Trump, ABD Başkanlık koltuğuna oturmasına sayılı günler kala Rusya’nın seçimlere siber müdahalede bulunduğuna ilişkin istihbarat raporlarını tartışmaya açtı.
Trump, Rusya’nın böyle bir şey yapabileceğine inanmıyor çünkü.
Ayrıca ABD istihbarat servislerinin 2003’teki Irak raporlarının doğru çıkmadığını da biliyor.
Anımsayalım: CIA, Irak’ta kitlesel imha silahları olduğunu öne sürüyordu. Sonuçta, aradılar taradılar ama hiçbir şey bulamadılar.
Şimdi Trump, “Bir felaketti, yanıldılar. Bu kez emin olmalarını istiyorum” diyor.
Bir de Başkan Obama’yı sarakaya alıyor:
“Önemli bir şey iletmeniz gerekiyorsa eskiden yapıldığı gibi kâğıda yazıp kuryeyle göndermelisiniz. Çünkü hiçbir bilgisayar güvenli değil.”
Ne var ki, Trump’ın dediği de doğru değil, istihbaratın yanılması diye bir şey yok. İstihbarat yanılmıyor. Ama yalan söylüyor.
Amerikan istihbaratı Irak’ta yanılmamıştı. Ülkede gerçekte kitle imha silahları yoktu. Bunu da en iyi bilen CIA’di.
“Kitle imha silahları vardır” denmesinin ve sık sık yinelenmesinin nedeniyse Irak’a yapılan müdahaleye meşruiyet kazandırmak çabasıydı.
O günkü koşullarda bunda da başarılı oldular.
Amerikan ordusu bu yalana dayanarak Irak’ı işgal etti.
Peki, şu anda CIA yalan mı söylüyor? Büyük olasılıkla yalan değil.
Başkanlık seçimlerine Rusya’nın siber saldırıyla müdahale ettiğini Amerikan istihbaratı saptamış olmalıdır ki, rapor hazırlıyor ve gürültü koparıyor.
Donald Trump’ın tepkisiyse seçim zaferinin gölgelenmesinden kaynaklanmışa benziyor.
Başkan Obama, Moskova’nın Amerikan başkanlık seçimlerini etkilemek için Demokrat Parti yazışmalarına siber saldırı düzenlediği iddialarını doğru kabul ediyor.
Beyaz Saray’da iki haftası kalan Obama, bir süre önce Rusya’nın siber saldırısına 35 Rus diplomatı sınır dışı ederek karşılık vermiş, Trump da bunu işgüzarlık olarak nitelemişti.
Pentagon’dan Türkiye’ye bu nasıl destek?
Pentagon, ABD öncülüğündeki koalisyon uçaklarının Suriye’de El Bab’a yönelik operasyon düzenleyen Türk Silahlı Kuvvetleri’ne destek verdiğini açıkladı.
Ancak Pentagon Sözcüsü Peter Cook’un bilgilendirmesine göre söz konusu destek, biraz tuhaf bir desteğe benziyor.
Şöyle ki, destek özel bir hava saldırısı olarak yapılmadı. Yani uçaklar mühimmat kullanmadılar. Örneğin IŞİD mevzilerini bombalamadılar.
İyi de o zaman ne yaptılar, nasıl destek verdiler?
Jetlerin sesiyle, gürültüsüyle verilen bir destekti koalisyon uçaklarının uçuşu.
Amerika’nın Sesi’ndeki habere göre Pentagon Sözcüsü Cook, desteğin ne olduğunu açıklarken “Görülür bir güç gösterisi olarak sortiler…” ifadesini kullandı.
Bu durumda ne olmuş oldu? IŞİD teröristleri jetlerin cayırtısından korkup El Bab’dan mı kaçtılar? Kaçamayanların ödleri mi patladı?
Peter Cook’un verdiği bilgiler arasında bu soruların yanıtları yok.
O zaman, “ABD’den El Bab’da Türkiye’ye destek” demenin de anlamı yok!