Türkiye, Avrupa’ya yönelik sığınmacı akınının önünü kesecek, bugüne kadar gidenleri geri alacak, AB de buna karşılık 2,5 milyar Euro mu, 3 milyar Euro mu, nedir, para verecek…
AB’ye şunu söylemek gerek: Al, o paranı da başına çal!
Vize kolaylığı mı? Duyun da, inanmayın. O konuda çalışmalar hızlandırılacakmış ama temel kriterlerden vazgeçilmeyecekmiş.
Çocuk kandırır gibi…
*
AB, Türkiye ile müzakere başlıklarının açılması kartını da masaya sürmüş.
Örneğin, Yargı ve Temel Haklarla ilgili 23’üncü fasılla Adalet, Özgürlük ve Güvenlikle ilgili 24’üncü fasıl derhal açılabilirmiş.
Yeter ki sığınmacılar gelmesin!
İyi de, Türkiye’nin AB ile müzakere başlıkları, özellikle temel haklar, adalet, özgürlük gibi nedenlerden dolayı bloke olmamış mıydı?
*
Şu da var: Türkiye AB’nin ileri sürdüğü koşulları kabul etse bile fasılların açılması, vize kolaylığı sağlanması ve benzeri ödünlerin hiçbiri gerçekleşmez. AB bunların hiçbirini vermez. Türkiye aldığı bir miktar parayla ortada kalıverir.
*
Bakınız AB Haber’in şu iddiası AB yönetiminin içyüzünü görmemiz bakımından çok ilginç:
Bilindiği gibi Türkiye, AB ile Gümrük Birliği Anlaşması’nı 1995 yılında imzalamıştı.
Türk tarafı, Gümrük Birliği sayesinde AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı/yapacağı serbest ticaret anlaşmalarından da yararlanacağını düşünüyordu.
Ne var ki, öyle olmadığı, Türkiye’nin üçüncü ülkelerle yapılan anlaşmaların dışında kaldığı, Gümrük Birliği Anlaşması Türkçeye tercüme edildikten sonra anlaşıldı.
*
Tamam, hata Ankara’nın; neyi imzaladıklarının farkında bile olmamışlar. Ama AB de bu durumdan yararlanmış.
Ve anlaşma aleyhimize işliyor; sorun o günlerden bugünlere öylece duruyor.
Örneğin, AB-ABD Serbest Ticaret Anlaşması yürürlüğe girdiğinde ABD mallarına gümrük vergisi uygulanamayacak. Ama buna karşılık ABD’ye yapılan ihracatta Türkiye’nin ürünlerine vergi uygulaması aynen devam edecek.
*
AB’nin planı palyatif nitelikte. Yanı sıra etik de değil.
Sorunu Türkiye’nin üzerine yıkıp, Avrupa’yı sığınmacılardan kurtarmaya çalışıyorlar.
Oysa yapmaları gereken ABD ile birlikte ellerini Suriye’den çekmeleri…
İç savaş sona ermeli ki, insanlar ülkelerine, kentlerine, köylerine, evlerine dönebilsinler.
Kim ister yersiz yurtsuz kalmayı…
Suriyeli küçücük bir çocuk bir televizyon muhabirinin uzattığı mikrofona şöyle konuşuyordu:
“Savaş bitsin, biz de ülkemize döneceğiz. Yoksa burada kalmaya hiç niyetimiz yok!”