Haber şöyle:
“Japonya ordusuna sınır ötesi operasyon yetkisi verildi.
Parlamentonun üst kanadı senatoda, 90’a karşı 148 oyla kabul edilen yeni güvenlik yasası İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra denizaşırı operasyonlara katılmayan Japonya ordusuna sınırlı yetki tanıyor.
Yasaya göre, Japonya bundan böyle ihtiyaç duyduğu zamanlarda yurtdışına asker gönderebilecek, yabancı ordulara destek verebilecek.”
*
Özetlersek, Japonya ordusu 70 yıl sonra Asya Pasifik’te sahaya inmeye ve Amerikan ordusuna destek olmaya hazırlanıyor.
Peki, dünya ne diyor?
Şimdilik sadece ABD yasayı olumlu karşıladığını bildirdi.
Avrupa’dan henüz yorum yapan olmadı.
Haber duyulur duyulmaz öfkelenerek tepki verenlerse Japon militarizmine milyonlarca kurban vermiş olan ülkeler oldu.
Tabii en başta Çin ve Güney Kore vardı.
Sonra Kamboçya, Endonezya ve Singapur geliyordu.
Ayrıca çok sayıda ülkede (Japonya da dahil) sivil toplum örgütleri, basın kuruluşları ayağa kalkmıştı.
“Güvenlik yasası Japon militarizminin canlandırılması anlamına geliyor” ifadesi tepkilerin ortak yorumuydu.
Bir başka yorumdaysa güvenlik yasası, “Japonya’nın diplomatik intiharı” olarak nitelendi.
*
Japonya’nın 2. Dünya Savaşı’ndaki yenilgisi, 70 yıl önce 3 Eylül’de kesinleşmişti.
70. yıl eylülün ilk haftasında Çin’in başkenti Pekin’de görkemli törenlerle kutlandı.
Japonya Başbakanı Şinzo Abe de törenlere davetliydi ama katılmadı.
Ne var ki, iki hafta sonra dünyanın karşısına Japon militarizmini canlandıran bir lider olarak çıktı.
*
Asıl konuya gelelim:
Asıl konu bilinmeyen bir şey değil; Asya-Pasifik’teki egemenlik mücadelesi…
Küresel bir güç olarak Çin, dünyanın gidişatını kontrol edip yön verecek bir merkez haline geldiğine göre kaçınılmaz olarak sürtüşmeler artacak.
Nitekim Japonya olası bir savaşa hazırlık telaşında.
Öte yandan ABD, Asya Pasifik’te iplerin elinden kayıp gittiğini düşünüyor olmalı.
Yoksa Pentagon, yanına bölgedeki müttefiklerini de alarak, Çin yakınlarında sık aralıklarla askeri tatbikatlar niye düzenlesin ki?
Tatbikatlara nükleer kapasitesi olan bombardıman uçakları niçin göndersin ki?
*
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 3 Eylül’de Pekin’deki törende yaptığı konuşmada savaş ve barışa şöyle değinmişti: “Savaş, insanlığın üzerinde asılı Demokles’in kılıcı gibi. Bizler tarihten ders almalı ve kendimizi barış yoluna adamalıyız.”
Kuşkusuz, ABD ve Japonya’ya gönderilen bir iyi niyet mesajı, bir uyarı, bir dilek niteliğinde bu sözler.
*
Ne var ki, Çin de müthiş silahlanmış durumda. Özellikle de ABD askeri üslerine, uçak gemilerine odaklanmış balistik füzeler, zırh delici füzeler, tanklar, toplar, uçaklar…
Şimdilik taraflar gövde gösterileriyle, tatbikatlarla birbirlerini caydırarak dengeleri koruyorlar.
Ama nereye kadar?
*
ABD ile Çin’in dışında, Asya Pasifik’teki sürtüşme noktalarının çatışma alanlarına dönüşmesini engelleyecek bir güç, bir mekanizma var mı?
Öyle görünüyor ki, asıl tehlike o bölgede.
Japon militarizmini besleyen de o bölgedeki egemenlik mücadelesi…