Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Yüz dönüm bostan

Yan gel yat Osman diye çok güzel uyaklı bir deyişimiz vardır. Konuya buradan esinlenerek giriş yapayım. Hareketten sorumlu dokularımız kaslarımızdır. Bir çok hücreden oluşmuşlardır. Kasılma ve uzama yeteneğine sahip olan hücreler içerirler. İsteğimiz dışında kasılma yeteneğine sahip olanlara düz kaslar denilir ve genellikle daha uzun süre kasılma yeteneğine sahip olan, çabuk yorulmayan mide ve bağırsak gibi organlarda bulunurlar. İsteğimiz dahilinde çalışanlar ise genellikle iskelet sistemimize bağlı olarak çalışır ve mikroskopta ince çizgiler içermelerinden dolayı bunlara da çizgili kas denilir. Kalp kasımız ise farklı bir guruba girer. Çizgili kas yapısına benzemekle beraber beslendiği sinir yapısı ve isteğimiz dışında çalışması sebebi ile de düz kasları andıran özel bir kastır. Kalp kasında mitokondri dediğimiz enerji santralleri çizgili kaslardan 5-6 kat fazladır.

Mekanik etkileri yanında, yani düzgün bir iskelet yapısı ile kamburluk, skolyoz, fıtıkların önlenmesi ve daha onlarcasının yanında kaslarımız enerjinin harcanmasına ana rolü oynarlar. Eğer yağ dokumuz yani enerji depomuz fazla ise bunu harcayıp tüketmek ile görevli organlar kaslarımız, özellikle çizgili kaslarımızdır…

Toplum olarak hareketi sevmiyoruz. Ama özellikle boş kalorili gıdalara aşırı düşkünüz. Boş kalori derken lif, mineral, sağlıklı yağ, protein içeriği çok az, nişasta ve sağlıksız trans yağlar ile dolu gıdalar kastedilmektedir. Fast-food tarzı gıdalar, poğaça, makarna, asitli içecekler, beyaz pirinç, şeker ve şeker içeriği çok fazla olan maddeler bunlara örnektir.

30 Ağustos 2015 tarihli, dünyadaki çok etkili bir merkezde gerçekleştirilen çalışmadan derlenen bir yabancı makaleden sizlere alıntılar aktarmak istiyorum. Makaleye göre her gün hızlı tempoda yarım saatlik bir yürüyüş sizi ortalama 7 yıl daha fazla yaşatıyor. Araştırmacılar 50 veya 60’larında olan bireylerin hareketli bir yaşam tarzına başlaması ile kalp krizinden ölmelerinin yarı yarıya azaldığını belirtmektedirler. Olayın temelinde yatan sebep, genetik şifremizin yazılı olduğu DNA denilen hücre içi maddenin egzersiz ile gençleşmesi, en azından yaşlanmasının yavaşlatılmasıdır.

Sporunu yapan, beslenmesine dikkat eden insanların 80’inde bile 60 yaşlarında görülmesinin sebebi budur. DNA’larını genç tutmakta ve hücreleri daha geç yaşlanmaktadır.

Bu çalışmayı yapan uzmanlar İngiltere’de her yıl 73 bin insanın (hem erkek hem de kadın) koroner kalp hastalığına bağlı olarak kaybedildiğine dikkat çekmektedirler. Bunun dışında egzersiz beyin fonksiyonlarında da mükemmel iyileşmelere neden olmaktadır. Çok iyi bir antidepressandır ve bunamaya karşı çok etkilidir diyor aynı uzmanlar. Hangi yaşta başlanırsa başlansın egzersiz mutlaka sürdürülebilir bir alışkanlık haline getirildiğinde vücut faydalı etkilerini görmeye başlamaktadır.

İnsanoğlu o kadar ilginç bir canlıdır ki, çoğu zaman şifasını ilaçlarda arar. Oysa şifa hemen yanıbaşında durur ama onu bile yerinden kıpırdayıp almaz. Şu an mekanı cennet olsun mp3 player de kim çalıyor biliyor musunuz? Neşet Ertaş; türküsü de Kendim Ettim Kendim Buldum.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X