New York’ta yaşayan ünlü bir Sicilya kökenli mafya ailesinin öyküsünü anlatan romanın adıdır. Romanın ilki 1974 yılında olmak üzere 3 tane de filmi çekilmiş ve pek çok dalda Oscar almıştır.
Çocuğu olan adama baba denir. Ailenin reisi, klasik anlamda evin patronu, bazı mizahçılara göre de evin sağmal ineği. Pek çok yakıştırma yaparken de baba kelimesi kullanılır. Para babası, iskele babası, gariban babası vb…
Benim konum bunlar değil. Ben tıp dünyasındaki gerçek babalardan size bahsedeceğim. Bunlardan ilki Dr.Weston Price. Yaşamının 30 yılını dünyadaki farklı toplulukların beslenme alışkanlıklarını inceleyerek geçirmiş bu baba bilim insanı sonuçta bilgi ve gözlemlerini kitap haline getirmiştir. Kitabın özü şu: Genetik yapısına uygun beslenen insanlar (doğal gıdalar ile) kolay kolay hasta olmaz ve sağlıklı bir ömür geçirirler. Hele gebeliklerinde doğal beslenme yerine rafine ve katkılı gıdaları tercih edenlerin çocuklarında bunun sonuçları çok bariz bir şekilde ortaya çıkar. Yüz anormallikleri, diş anormallikleri, otizm, allerjiler ve daha pek çok bozukluk gibi.
2. baba hekim ise Dr. Francis M. Pottenger. Bu hekim 900 sağlıklı kedi üzerinde gözlemler yapmıştır. Kedilerin bir kısmını kendi genetiklerine uygun gıdalar ile beslemiş ve 5 nesil gözlemlemiştir. Her nesil bir öncekinden daha sağlıklı bu kedilerin gelişme, üreme kapasiteleri de mükemmel imiş. Genetik yapısına uygun olmayan besin verilen diğer gurup kedilerde ise ölü doğumlar, güçsüz, sağlıksız beden yapısı ve küçük dişler yaygınmış. İşin ilginci bu grupta gözlem 3. nesilde iken sonlandırılmış. Çünkü üreyemediklerinden dolayı 4. nesil kediler oluşamamış (Bu çalışma, günümüzdeki tüp bebek merkezlerinin, üremeye yardımcı merkezlerin neden bu kadar çok arttığını hep bana hatırlatır)
3. Baba hekim Dr.John Yudkin. Londra’da fakir bir semtte yetim büyüyen bu deha hekim, zekâsı, gayreti ve çalışmaları ile adeta tıp dünyasında bir devrim yarattı. 1972 yılında yazdığı Pure, White and Deadly (saf, beyaz ve öldürücü) adlı kitabı ile şekerin yaşantımızı nasıl allak bullak ettiğini ayrıntıları ile yazdı. Gerek şekerin ülke ekonomilerindeki yeri, kullanım amaçları gerekse başka bir takım sebeplerden dolayı bu kitap zamanında itibar kazanmadı. Tıpkı Dünya yuvarlaktır dediğinde yargılanan Galileo gibi. Ancak ABD’li bazı tanınmış bilim insanları bu hekimin kıymetini anladılar ve bu kitap artık yok satıyor. 1995 de ölen bu hekim maalesef hayatta iken bunu göremedi.
Daha pek çok böyle hekimler var. Kişisel çıkarlarının değil, tüm insanlığa yararlı olabilmenin peşinde koşan. Doğruları çekinmeden yazan, anlatan. Babalık budur işte.
Ne diyor Mevlana, insanların ilim ve edebi en büyük varlığıdır. Çürümez, eskimez, kaybolmaz.