Kıymetli okurlarım. STOP ve DSÖ’nün ne olduğunu yazalım önce. STOP (Science and Technology in Childhood Obesity Policy) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) obezite konusunda artık bu gidişe dur demenin zamanının geldiğini belirtiyorlar. Bu amaçla da sağlıklı beslenme davranışlarını ve egzersiz motivasyonunu etkileyebilen kısa ve uzun vadeli faktörleri tanımladılar. Bu faktörleri hayata geçirebilmek için de bir takım girişimlerde bulundular.
STOP, Avrupa ülkelerinde çocuk obezitesinin engellenebilmesi için bir takım çözümler üreten ve bu amaçla teknolojiyi de kullanan bir organizasyonun adıdır. DSÖ’de ise bu konuda ECHO (çocukluk çağı obezitesini sona erdirme kuruluşu) adı verilen kuruluş mücadele vermektedir. STOP ve DSÖ’ye göre çocuklarda obeziteyi önlemek için atılması gerekli adımlar şunlar:
-Okullarda sağlıklı beslenmeyi teşvik edecek destekler (En iyi eğitimi alsın ve en iyi okulları kazansın diye boğazımızdan kesiyoruz ancak makarna, pilav, börek, poğaça ve benzeri hızla emilen karbonhidrat ağırlıklı gıdalar pek eksik olmuyor menülerinden. Bunları öğle vakti yediğinde uykusu gelmeyen, derse kendini verebilen öğrenci gerçekten çok sağlıklı demektir. Eğitime verilen önem iş menüye gelince pek de öyle olmuyor galiba).
-Çocukların obeziteye yol açan gıdalara yönelmesini teşvik edecek şeyler ile mücadele
-Fiziksel aktivitenin okullar yolu ile teşvik edilmesi.
-Besin ürünlerinin etiketlenmesi.
-Yiyecek ve içeceklerin yeniden formülize edilmeleri.
-Sağlıklı beslenmeyi destekleyecek mali politikalar.
Nereden bakarsanız bakın. Çocukluk çağında obeziteye engel olmazsanız sağlıksız bireylerden oluşan bir geleceği hazırlarsınız. Bunun da sosyo ekonomik getirileri ülkeyi mutlaka bir darboğaza sürükler. Bazıları bundan dolayı işin ciddi ciddi farkında olmaya başladı…
ESKİ İNSANLAR HAKLIYDI
Geçenlerde bir yakın arkadaşımın oğluna verilen ödev için yardımcı oldum. Ödev kesinlikle delilleri ile birlikte istenmişti. Yani beslenme konulu sorular bu işin uzmanına sorulacak, cevaplar alınacak ve bunlar mutlaka bir kısa film haline getirilerek ödev tamamlanmış sayılacaktı. Sorulardan bir tanesi çok hoşuma gitti. Öğretmen var olsun. Diyordu ki, gençlerin beslenmesi farklı, aile büyüklerinin önerdiği besinler ise çok farklı. Doğrusu ne olmalı?
Kıymetli okurlarım. Her zaman verdiğim bir örnek var. Bahçede, güneşin altında, kaynaktan gelen suyu içen, otunu, böceğini yiyen, havaya zıplayarak sineği, çekirgeyi yakalayan, toprakta eşinen bir tavuğun yumurtasına gezen tavuk yumurtası diyoruz ve güvenerek tüketiyoruz. Oysa kapalı bir alanda, antibiyotikler, ilaçlar, çeşitli aşılar ile büyütülen ve bakılan, önüne konulan yemlerden başka bir şey verilmeyen, hatta yumurta yapmasını teşvik amaçlı bir takım katkılar verilen tavuğun yumurtasını gezen tavuğunki gibi tercih etmiyoruz. O zaman şu ortaya çıkıyor. Genetik yapısına uygun gıdalar ile beslenen tavuk sağlıklı bir yumurta yapıyor.
Bir de doğurganlık çağındaki kızlarımızı, kadınlarımızı düşünün. Ayda bir yumurta üretiyorlar. Bu yumurtaları katkılı gıdalardan, sağlıksız içeceklerden, işlenmiş ve boş kalorili yiyeceklerden yaparlarsa sizce sağlıklı yumurta yapabilirler mi? Erkekler için de aynı şey söz konusu. Etrafınıza bakın çocuk sahibi olmak isteyenlerin sayısına ve gittikleri yerlere. Bir de büyüklerinize sorun, sizin zamanınızda durum nasıldı diye.
Büyüklerimiz haklı değil mi?