Kıymetli okurlarım dünyada olduğu gibi ülkemizde de şeker hastalığı yaygın olarak görülmektedir. Aşağıda yazacaklarım erişkin tip şeker hastalığı olark bilinen Tip 2 şeker hastalığına ait bilgilerdir. İnsüline bağımlı olan şeker hastalığında daha farklı konulardan bahsedilmesi gereklidir. Etkili bir şekilde tedavi edilmeyen, dalgalanmalar ile birlikte genellikle yüksek seyreden kan şekeri aşırı susama, fazla idrara çıkma, dengesizlik, halsizlik, çabuk yorulma, açlık çekme, bulanık görme gibi belirtiler ile kendisini göstermeye başlar. Aynı zamanda bu belirtilere başlangıçta hafif seviyede vücudun farklı bölgelerinde kaşıntılar da eklenebilir.
1-DİYABETİK HASTALARDA AYAK KAŞINTISI NEDENİ: Kan şekerinin uzun süreler kontrolsüz bir şekilde dalgalanmalar göstermesi zamanla ayak sinirlerinin tahribatına neden olabilir. Ayrıca bu bölgeye giden kan akımının zayıflaması da söz konusudur. Bu 2 durum şeker hastalarında ayaklarda inatçı ve uzun süreli kaşıntılara neden olabilir. Diyabet tedavinizi olumsuz etkileyen nedenler arasında ilaçlarınızı atlamak, almamak, unutmak, karbonhidrat ağırlıklı beslenmek, stresli bir yaşam tarzı, fiziksel hareketsizlik, araya giren bir enfeksiyon hastalığı veya başka bir hastalık sayılabilir.
2021 Yılı’nda yapılan bir çalışmanın sonucuna göre şeker hastalarında % 36 oranında kaşıntı olduğu tesbit edilmiştir. Buna yol açan en önemli neden diyabetin kontrolsüz bir şekilde ilerlemesidir. Kaşıntılar nedeni ile kişinin yaşam konforunda hiç de küçümsenmeyecek sıkıntılar olduğu da bildirilmektedir. Ayaklardaki kaşıntı eğer buradaki sinirlerin haraplanması (diyabetik nöropati) nedeni ile oluşuyorsa eş zamanlı olarak kaşıntı ile birlikte uyuşukluk, ağrı hissinin kaybı, ayaklarda karıncalaşma ve yanma da görülebilmektedir. İleri zamanlarda bu sinirlerin harabiyetine (enflamasyon) karşı bağışıklık sistemi harekete geçerek sitokin denilen bazı maddelerin salınmasına yol açar. Bu maddeler de kaşıntının devamına ve de artarak sürmesine neden olur.
Yüksek kan şekerinin neden olduğu bağışıklık zaafiyeti ayaklarda bakterilere veya mantarlara bağlı enfeksiyonları doğurur. Bu durum da ayaklarda kaşıntıya neden olur. Bunların dışında ayaklardaki bir kesik, küçük bir tahriş buradan mikropların vücudunuza yayılarak bazı bölgelerde abse veya başka cilt enfeksiyonlarına da neden olabilir. Hem mantarlar (genellikle Kandida adı verilen mantarlar suçludur) hem de bakterilere karşı hem lokal hem de ağız yolu ile verilecek mikrop öldürücüler ile tedavi sağlanabilir. Cilt altı kollajen doku hasarı kaval kemiklerin üzerinde yaralara neden olabilir. Ayaklarda halen nedeni tam olarak bilinmeyen küçük kabarcıklar oluşabilir. Erüptif ksantomatoz denilen, ciltte bezelye şeklinde ve sarı renki kaşıntılı lezyonlar da görülebilir. Yine halka şeklinde ayaklarda ve bacaklarda granüloma annulare denilen kaşıntılı lezyonlar da şeker hastalarında görülebilir.
2-DİYABET HASTASI HİÇ ŞEKER TÜKETEMEZ Mİ? Bir çok hasta ve uzman şeker hastasının hiç şeker almaması gerektiğini ısrarla belirtirler. Bu aslında hiç de olumsuz bir yaklaşım değildir. Ancak kontrol altına alınmış bir diyabetli hasta takiplerine ve tedavisine dikkat etmek koşulu ile günlük kalorisinin bir kısmını şeker olarak alabilir. Dünya Sağlık örgütü sağlıklı kişilerde günlük kalori miktarının %10 kadarının şekerden alınabileceğini belirtirken son zamanlarda Amerikan Kalp Derneği bu oranın %6 ile sınırlı olmasının gerektiğini belirtiyor. Bu da erişkinlerde 2000 kalorilik diyette kadınlarda 6, erkeklerde 9 çay kaşığı kadar bir miktardır.
ABD Diyabet Derneği şeker hastalarında yukarıda yazılı sağlıklı bireylerde alınan şeker oranlarını gözeterek daha ılımlı bir düzeyde hem şeker hem de diğer karbonhidratların alınabileceğini, bunu bir rakamla sınırlandırmayıp kişinin kendi kendisini sıkı takip ederek bu alımı ayarlayabileceğini belirtmektedir.