Kıymetli okurlarım. Son ayların bilgilerinden derlediğim bu konuyu sizlere yararlı olabilme adına inceleyip aktarmak istedim. Yararlı olacağını düşünüyorum. Bildiğiniz gibi bazı meyveler yoğun şeker içerdiklerinden dolayı obezite ve şeker hastalığında önerilmezler. Özellikle bu konuda başvuran hastalarıma üzüm, dut, incir, kavun ve karpuzun şeker düzeyini hızlı bir şekilde yükselttiğini mutlaka hatırlatırım. Berry grubu meyvelerden hatırı sayılır oranda (çilek, ahududu, böğürtlen, yaban mersini, vişne, kızılcık gibi), elma, sert muz, yumuşamamış daha birçok meyve de ölçülü olarak bu hastalarda yenilebilir.
Ana vatanının Güney Meksika ve Orta Amerika olduğu sanılan, kavuna benzeyen ve bu nedenle de ağacına kavun ağacı, meyvesine de kavun ağacı meyvesi denilen papaya meyvesi C vitamini açısından çok zengindir. Amerika Kıtası’nı keşfeden Kristof Kolomb bu meyveyi tanımlarken meleklerin meyvesi adını vermiştir.
ABD Tarım Bakanlığı (USDA) 1 fincan taze papaya meyvesinde 11 gram şeker olduğunu belirtiyor. Kan şekerini yükseltme hızı yani glisemik indeksi ise 60 civarında olan papaya meyvesi bu açıdan şeker hastaları için bir seçenek olabilir. 29-49 glisemik indeksli gıdalar düşük, 50-69 glisemik indeksine sahip gıdalar orta, 70-100 arası glisemik indeksli gıdalara da yüksek glisemik indeksli gıdalar denilir ki şeker hastaları yüksek olanlardan kaçınmak zorundadırlar. Papaya meyvesi bazı kişilerde kan şekerini düşürebilmektedir. İçerdiği lifler, flavonoidler genel sağlık için çok iyidir. 1 ufak papaya meyvesi günlük C vitamini ihtiyacından fazlasını karşılar. Bunun dışında az da olsa magnezyum, potasyum, kalsiyum da içermektedir.
Şeker hastalarının tatlı gıdalara karşı inanılmaz bir iştahı vardır. Hem çalışmalar, hem de yıllarca takip ettiğim hastalarımdan gözlemlediklerim bunu teyid ediyor. Ancak sonunda bir çok komplikasyonun oluştuğu bu hastalık ömrümüzü sıkıntılar çekerek tamamlamamıza neden oluyor. Bu nedenle yediklerimize dikkat etmek ve aktif yaşam sürmek şeker hastalığının tedavisinde altın kurallardandır.
DİYABETİK NÖROPATİ (SİNİR HASARI) BELİRTİLERİ
Şeker hastalığı bir müddet sonra vücudun damar ve sinirlerinde harabiyet yapmaya başlar. Bunun sonucunda damar tıkanmaları, kalp damar hastalıkları, beyin damarlarını tutan hastalıklar, sinir dokumuzun harabiyetine bağlı olarak gelişen bir takım sıkıntılar oluşmaya başlar. 2022 Yılı’nda yeniden düzenlenerek kitabi bilgi haline getirilen diyabetik nöropati bulgularından en dikkat çekici olanları şunlardır:
Diyabetik nöropatinin ilk bulguları genellikle ayaklarda ve bacaklarda ortaya çıkar, zamanla ellere de yayılır. Genellikle yürürken ayaklarımı hissetmiyorum, ayaklarım uyuşuyor şeklinde doktora başvurulur. Normal zamanlarda ise ayaklarda ve ellerde karıncalaşmalar hissedilir. Eldiven ve çorap giyiyormuş gibi bir his tariflenir. Bazı zamanlarda aniden, şimşek çakar gibi kısa süreli ağrılar tariflenir. Elinizdeki eşyaları istemeden düşürebilirsiniz. Kramplar da sık gelişmeye başlar.
Diyabetik nöropati belirtilerinden birisi de titrek yürüme ve denge kaybı hissi olabilmektedir. Bu durumda iyi bir ayakkabı seçimi sizleri rahatlatabilir. Ayak kaslarındaki güçsüzlük ayak bileğini de etkiler. Genellikle ayağı sıkmayan, rahat, ortopedik özellikte bir ayakkabı seçilmelidir. Ayak başparmağı ile ufak parmak arasındaki 3 parmakta zamanla şekil bozuklukları gelişebilir. Ayaklarınız sizlere komik görünmeye başlar. İleri dönemlerde ısıyı, yaralanma nedeni ile oluşabilecek acıları hissetmemeye başlarsınız. Kendisini sıcak su ile farkında olmadan haşlayan bir çok hastaya tanık olmuşumdur. Aman dikkat! Diyabetik nöropati başladığı an son virajı almak üzere olduğunuzu hatırlayıp dikiz aynasından aşırı süratle gelen giden var mı kontrol edin.