Kıymetli okurlarım. Daha önceleri de sık olarak yazdığım gibi obezite sinsice öldüren bir hastalık. Hastalık, çünkü yağ dokusu bir salgı yapan organ gibi çalışarak vücudumuzda kronik bir enflamasyona neden oluyor ve bu da bizi yavaş yavaş, çektire çektire öldürüyor. Erkeklerde % 18, kadınlarda ise % 22 nin üzerinde yağlanma, sınırı aştığımızın bir göstergesidir. Özellikle bu yağlar karın içinde birikmiş ve karaciğerimizi de kaplamış ise durum çok daha vahim. Karaciğerde yağlanma başladıktan sonra adı geçen enflamasyon var gücü ile saldırmaya başlamış demektir. Bunun ardından şeker hastalığı, kanserler, bazı sinir sistemi hastalıkları, kalp damar hastalıkları da yola çıkmaya başlar. Özellikle şu unutulmasın; Gece soluk alıp vermenizde sıkıntı varsa, uyku apnesi tanısı almışsanız ne yapıp yapın ve kilolarınızı vermeye bakın. Bu durumun hiç şakası yok ve gününüzü geçirip gidiyorsunuz diye aldanmayın kıymetli okurlarım.

24 Nisan 2022 Tarili bir makale daha önceleri farklı olarak bilinen bir konuyu inceliyor. Ne yediğiniz ne zaman yediğinizden daha önemlidir diye başlayan bu makale söyle devam ediyor. Çin’de yapılan bir çalışmada erkeklere 1500-1800 kadınlara ise  1200-1500 kalori arasında (kalori kısıtlamalı) diyet verilmiş. Bir müddet sonra kişilere bu yemekleri sabah saat 08 ile akşam saat 16 arasında yemeleri istenmiş. 1 yıllık takip sonrası kilo kaybında bu 2 grup arasında çok bir fark bulunamamış. Dolayısı ile kalori kısıtlamasının aralıklı açlık ile uygulanmasında çok bir fark yok. Ancak yazar bu konuda halen yeni çalışmalar yapılması gerektiğini de sözlerine eklemiş.

Bu makalenin devamında başka bilim insanları şunu da söylüyor. Zaman ayarlı yani aralıklı olarak beslenmeye başlayan bir kişi o zamanı büyük bir hevesle beklemeye başlar. Bu da zamanla karnımı doyurayım da ne ile olursa olsun gibi kişiyi bir hale sokabilir. Bu, zamanla kişiyi daha da aç bırakarak kötü yiyecek sistemine, daha fazla kalori alımına götürebilir ve işler tam tersine dönerek kişi kilo almaya başlayabilir.

Kıymetli okırlarım, yıllarını obezite ve tedavisine ayırmış bir hekim olarak ben de daha önceleri USDA (ABD Tarım Standartları Kuruluşu) nın bir incelemesini aktarmak istiyorum. Bu inceleme diyor ki, erkekler 2800, kadınlar ise 2500 kaloriden daha düşük gıda almaya başladıklarında (elbette ki zayıflamak mümkündür) mutlaka vücutları için gerekli bazı mikrobesinleri eksik alacaklardır. Ya omega-3 ü, ya selenyumu, ya bazı vitaminleri ya da bazı antioksidanları. Bu da vücudumuzun bizden bir şekilde intikamını alması demektir. 2016 Yılı’nda Nobel Tıp Ödülü alan Dr.Yoshunori Oshimi de ara öğün alınmadığı zaman hücrelerimizin yenilendiğini yani aralıklı açlıkların insan ömrünü uzatıp, kanserlerden koruduğunu bulmuştur.

O zaman akıl yürütecek olursak; Vücudumuzun günlük ihtiyacı kadar yemeliyiz. Yani patlayana kadar değil, doyana kadar, arada ara öğün almamalıyız, Dengeli ve sağlıklı ürünler ile beslenmeliyiz ve mutlaka kaslarımızı çalıştırmalıyız. Uykumuzu düzenli bir hale sokmalı ve uykudaki açlık dönemini yaşamalıyız. Bu son paragrafı uygulayıp da kilo vermeyen daha hiç bir hastam olmadı.

Bakliyatlar, bol lif içeriğine sahip olan gıdalar (tokluk hissi yaratır ve son derece sağlıklıdırlar), doğal protein kaynakları, yeşil yapraklılar, mevsiminde lif oranı yüksek meyveler,  sağlıklı yağlar, probiyotik içeriği bol olan gıdalar, kısmen tam tahıllar, düzenli su içme, sağlıklı uyku ve hareket. 5 milyon yıldır uygulanan bu. Bütün kapılar bu yolla açılıyor. Yoksa çalış çalış, alacağın yol bir karış. Sağlıcakla kalın…