100 yıl öncesine göre fizik aktivitemiz %60 oranında azaldı. Bu durum,  kaslarımızın daha güçsüz olması, daha az yağ yakmamız veya daha fazla yağ depo etmemiz ve sonuçta bir çok kronik hastalığa kapı açmamız anlamına gelmektedir. Yaratılış gereği fizyolojik yapımız hareketli olmamızı öngörmektedir.

İlköğretim derslerinde öğretirler ki kaslar hareket organlarımızdır ve enerjimizi bunların hareket etmesi ile harcarız. Nasıl ki arabanız hareket ettiğinde enerji olarak motorin veya benzin tüketirse kaslar da hareket ettiği zaman önce şekeri sonra da yağları enerji olarak kullanırlar. Bu son cümlem obezite tedavisinde yüzlerce yol arayan kişilere başka yollarının olmadığına dair tek kanıt olsun. Aksi halde asla sağlıklı ve normal sınırlarda yağ içeren bir vücuda sahip olamayacaksınız. Günlük 3 saat TV karşısında geçirilen zaman kalp krizi olasılığını % 11 attırmaktadır. Hareketli yaşam tarzının tip 2 şeker hastalığı, kalp damar sistemi hastalıkları, bunama, depresyon, özellikle kalın bağırsak ve meme kanserleri başta olmak üzere bir çok hastalıktan bizleri koruduğu kesinlikle ispatlanmıştır. Kas dokusu adeta bir endokrin organ (hormon salgılayan organ) gibi çalışmakta ve bunu da bir takım proteinleri yaparak gerçekleştirmektedir.

2008 Yılı’nda bilim insanları kas başta olmak üzere karaciğer ve pankreasta yapılan bazı küçük protein parçalarını buldu. Bunlara myokin adı verildi. Özellikle kasların çalışması ile  yapımı ve salınımları artan myokinlerin son derece yararlı etkilere sahip olduğu gözlemlendi. Bu etkilerden en önemlileri şunlardır:

1-Myokinler salındıkları zaman antidepresan etki göstermektedirler. Bu nedenle düzenli spor yapan insanlar genel olarak mutludurlar.

2-Myokinler hafıza üzerine olumlu etki gösterirler. Öğrenme üzerine de olumlu etkilere sahiptirler. Sınavlara hazırlanan bir çok öğrenci belki de bunun farkında değildir.

3-Özellikle myokinlerin IL-6, IL-8 ve IL-15 alt birimleri kas kaynaklı olup IL-15 salınımının ciddi düzede karın yağlarını etime özelliğine sahip olduğu bilimsel olarak gösterilmiştir.

4-Myokinlerin ciddi antienflamatuar (iltihap önleyici) etkileri olduğu bilinmektedir. Damar sertliği dahil bir çok kronik iltihabın önlenmesinde bu nedenle çok yararlıdırlar.

VATANIMIZI GERÇEKTEN SEVİYOR MUYUZ?

Kıymetli okurlarım. Bayramın 3.günü Orhaneli Yolu’nda neler gördüğümü sizlere anlatayım. Asfalt kenarlarına atılmış bira şişeleri, kâğıt bardaklar, naylon poşetler, çocuk bezleri ve daha bir çok şey. Sahipsiz sokak hayvanlarına poşet poşet yiyecek taşıyan temiz kalpli insanlardan bazıları  da maalesef bu poşet yığınına katkıda bulunup yol kenarlarına bunları atıyorlar. Hayrat diye , yolcular durup biraz serinlesin diye gönül zenginleri tarafından yapılan bir kaç çeşmenin etrafı daha da rezil. Pislikten, çöpten geçilmiyor.

Cennet vatanımızı sevmek sadece arabamıza bayraklarımızı koymakla, balkonlarımıza bayraklarımızı asmakla olmuyor. Ömrü mücadele ile geçerek bizlere bu toprakları yurt eden Ertuğrul Gazi’mizden tutun da 12 yaşında Çanakkale’de şehit düşmüş olan Avanoslu gencimize, Kurtuluş Savaşı’nda tapumuzu tescilleyen Atatürk ve silah arkadaşlarına kadar bu toprakları bizlere yurt eden ecdadımızı düşündükçe içimi hüzünle